Bu reklam için İngiltere'deki en iyi grafik şirketine 700,000 dolar para verildi. | Open Subtitles | أفضل شركة رسومات في المملكة المتحدة حصلت على 700 ألف دولار لعمل الإعلان. |
İngiltere'de 7/24 aktif olan güvenilir bir yardım hattıdır. Çaresiz kalanlar veya intiharı düşünenlere yardım ederler | TED | خط مساعدة هاتفي سري يعمل على مدار الساعة في المملكة المتحدة لأي شخص يشعر باليأس أو ذا ميول انتحارية |
Birleşik Krallık'ta 200.000 çocuk hapse giren ebeveyni yüzünden utanç ve soyutlanma yaşıyor. | TED | في المملكة المتحدة هناك 200000 طفل يعانون من العار وانعزال الأهل في السجن. |
Biz, Birleşik Krallık'ta, Britanya'nın ilk ulusal engelli orkestrası olacak yapının henüz çok başındayız. | TED | نحن في المملكة المتحدة في المراحل الأولى من تشكيل ما سيكون أول أوركسترا وطنية بريطانية لذوي الاحتياجات الخاصة. |
Peki, iyi haber, sanırım, konuşmanın başlangıcında başladığım şey, insanların sadece zeki olmadığı, gerçekten biyolojik krallıktaki diğer hayvanları geride bırakacak kadar ilham verici şekilde zekiyiz. | TED | حسنا، الخبر الجيد، أظن، هو ما بدأت به في بداية المحادثة، وهي أن البشر ليسوا فقط أذكياء; هم أذكياء بشكل ملهم لباقي الحيوانات في المملكة البيولوجية. |
Ama bizim İngiltere'deki yardım hattımıza gelirseniz, siz de gülüşmeler duyarsınız. | TED | لكن إذا جئت إلى خط المساعدة لدينا في المملكة المتحدة، ستسمع الضحك أيضاً |
İngiltere'nin Barclays Bank'ı 500 milyon değerinde yatırım yapıyor. | TED | بنك باركليز في المملكة المتحدة جلب 500 مليون دولار. |
Ve bildirmekten memnuniyet duyuyorum ki İngiltere Muhasebeciler Derneği | TED | وانا مسرور لان معهد محاسبين شارترد في المملكة المتحدة |
Uygulamayı, ders kitapları ile, okul sınıfları ile birleştiren öğretmenler var ve İngiltere'deki bir okul bu uygulamanın güzel bir örneği. | TED | فلدينا معلّمون بالفعل ربطوا كتب دراسية ، ومعلّمون ربطوا صفوف المدرسة ، وكمثالٍ رائعٍ على هذا مدرسةٌ في المملكة المتحدة |
İngiltere'de bu okul nüfusunun yüzde 10'dan fazlası. | TED | في المملكة المتحدة، ذلك أكثر من 10 في المائة من تلاميذ المدارس. |
Bunu Birleşik Krallık'ta da gördük, Rusya'da da, Birleşik Devletler'de de ve 2015 yılına kadar, Kanada'da da. | TED | لقد رأينا ذلك في المملكة المتحدة، رأيناه في روسيا، رأيناه في الولايات المتحدة حتى عام 2015، هنا في كندا. |
Ve bu Birleşik Krallık'ta çocuklar kodlamayı öğrenmeli mi | TED | وهو موضوع يثير الجدل في المملكة المتحدة |
Ancak bunlar Birleşik Krallık'ta çok yaygın. | TED | و لكن استخدامها في المملكة المتحدة كبير |
Birleşik Krallık'ta yapılan bir araştırma sigara içenlerin içmeyenlerden -yirmi yıldan fazla bir sürede- daha yüksek yaşama oranına sahip olduğunu gösteriyordu. | TED | دراسة في المملكة المتحدة أظهرت لنا أن المدخنين لديهم معدلات عمر أطول من غير المدخنين خلال عشرين سنة |
Hatta artık Storybook Mums kolu da var. Birleşik Krallık'ta 100'ün üzerinde hapishanede mevcut. | TED | وكما توجد قصص الآباء توجد قصص الأمهات في أكثر من 100 سجن في المملكة المتحدة. |
Her yıl Britanya'da yaklaşık yarım milyon insan ölüyor ve yaklaşık çeyreği gömülmek istiyor. | TED | يموت حوالي النصف مليون شخص في المملكة المتحدة سنويا، وبالنسبة لهذا العدد، سيود ربعهم أن يتم دفنهم. |
Aslında, şaşırtıcı olarak Britanya'da kimsenin mezar yeri sağlamak için kanuni zorunluluğu yok. | TED | في الحقيقة، الشيء المثير للدهشة هو أنه لا يوجد الزام قانوني على أي شخص في المملكة المتحدة لتوفير مساحة للدفن. |
krallıktaki yabancı varlığının eleştirilmesine rağmen | Open Subtitles | على الرغم من وجود النقد الأجنبي في المملكة |
Çok az insan Abboud'un Suudi Arabistan'da kadınlara oy kullanma hakkı vermek için çalıştığından haberdardı. | Open Subtitles | قلة من الناس يعرفون أن عبود كان يعمل سرا لإعطاء المرأة الحق في التصويت في المملكة العربية السعودية |
Baksana, kendisi koca diyardaki en güçlü adam! | Open Subtitles | انظري له أنه أقوى رجل في المملكة بأسرها |