Bu yarışmada başarılı olmak istiyorum... ve kalbimde kardeşim Ying'in aziz sözleri var. | Open Subtitles | أستهدف القيام بجيد في المنافسة و عزت كلمات الالأخت يينج العمق في قلبي. |
Hayatım, bence dans eğitimi bu yarışmada bize yardımcı olabilir. | Open Subtitles | اعتقد ان قليل من تعليم الرقص سيساعدنا اكثر في المنافسة. |
Eğer Fermitas olarak rekabetin içinde kalacaksak metale değil akla önem vermeliyiz. | Open Subtitles | اذا كانت (فيرميتاس) تريد ان تظل في المنافسة يجب أن نفّعل العقل، لا الحديد |
Geleceğimiz Bölge yarışmasını kazanmamıza bağlı. | Open Subtitles | في الإنترنت ؟ مستقبلنا يعتمد على انتصارنا في المنافسة |
Bölge yarışmasını kazandıktan sonra. - Ciddi misin? | Open Subtitles | بعد أن ننتصر في المنافسة |
Açık kaynak ve tüketici kaynaklı icatlar için büyük bir rekabetçi tartışma vardır çünkü bu tekele karşı en büyük rekabetçi araçlardan biridir. | TED | لذلك يوجد جدل كبير في المنافسة للمحافظة على القدرة لإبتكارات المصدر المفتوح و المستهلك الموجه لأنها واحدة من التحديات الكبيرة و المدعومة ضد الإحتكار |
yarışmada düzgünce mücadele ...edebilmen için sana doğruyu söylemedim. | Open Subtitles | أنا لم أقلك الحق لكي أنت يمكن أن تحارب في المنافسة. |
yarışmada yaptıklarınız korumak istediğimiz tapınağa aykırı. | Open Subtitles | ما عرضته في المنافسة هوا ما نريد التحفظ عليه |
Burada olmak ve yarışmada size tezahürat yapmak istiyoruz. | Open Subtitles | نريد البقاء وتشجيعكم يا رفاق في المنافسة. |
Katılmaya hak kazanmamın tek yolu yarışmada 61 metre yapmak. | Open Subtitles | سبيل التأهل الوحيد هو قفز اﻠ٦١ مترا في المنافسة |
Başından beri Aca-Cons'un yarışmada olmaması gerektiğini savunuyordu, | Open Subtitles | هو الذي كان يقول دائما كيف أنه لا يجب على فرقتهم أن تكون في المنافسة |
Eğer Chih-hao yarışmada şampiyon olursa... | Open Subtitles | إذا هاو شية يصبح بطل في المنافسة |
Örnek olarak, Grönland İskandinavları'nın rekabetçi şefleri, daha fazla kul, daha fazla koyun ve daha fazla kaynak edinip, rekabette komşu şeflerin önüne geçmek istiyorlardı. Bu istekleri yüzünden, topraklarını aşırı zorlayıp harcadılar: toprağı aşırı kullanarak yerel çiftçileri bağımlı kıldılar. Bu, şeflerin kısa vadede güçlenmelerine yol açtı, ancak uzun vadede toplumun çöküşünü getirdi. | TED | على سبيل المثال, في عصر جزيرة جرين لاند النرويجية كان المجتمع شديد التنافس.. الذي اراده المسؤولون حقا هو أتباع اكثر و خراف أكثر ومصادر أكثر ليتفوقوا في المنافسة على جيرانهم, وهذا قادهم لما يسمى بإغراق الأرض: تكدس المخزون , مجبرين المزارعين بالأجرة على الإستقلال. و هذا جعل المسؤولين أقوياء على المدى القصير, و لكنه أدى إلى إنهيار المجتمع على المدى البعيد. |