"في المنتزة" - Translation from Arabic to Turkish

    • Parkta
        
    • Parktaki bir
        
    • parka
        
    • Park'
        
    Sonraysa sahilde ve şimdi de iki kilometre ötedeki Parkta Open Subtitles و بعدها على الشاطئ و الآن في المنتزة بعيداً بميل
    Tüm öğleden sonramı boşaltacağım Parkta veya nehir kenarında yemek yeriz. Open Subtitles سأتفرّغ وقت الظهيرة, وسنتناول طعامنا في المنتزة أو بجانب النهر.
    Parkta Trompet çalan adamların önündeki bankta. Open Subtitles بمقعد في المنتزة في حضور أولئك الرجال الذين يطرقون الطبول
    Parktaki bir hendeğin dibinde bir kadın neredeyse ölmüş bir halde bulunmuştu ve birkaç insan bir şekilde bu çocuklar tarafından rahatsız edilmiş veya zarar görmüştü. Open Subtitles إمرأة إنتهى بها الحال إلى قعر حفرة في المنتزة و هي على وشك الموت و مجموعة أخرى من الأشخاص تم التحرش بهم أو تعرضوا للإيذاء بطريقة ما من قبل هؤلاء الأولاد
    Parktaki bir adam babamı tongaya getirdi. Open Subtitles ابي تعرض للاحتيال من رجل في المنتزة
    İkimiz parka ördek beslemeye gitsek nasıl olur? Open Subtitles لما لا نذهب لإطعام البط في المنتزة , نحن الإثنان فقط؟
    Sana bunu daha önce söyledim mi bilmiyorum ama önümüzdeki pazar Park'ın açılış törenine Belediye Başkanı gelecek. Open Subtitles لا اعلم اذا كنت قد أخبرتك هذا من قبل لكن العمدة سيكون في المنتزة للألقاء كلمة الاحد القادم
    Aptalca davranıyorsun. Parkta buluşalım. Neresi olduğunu biliyorsun. Open Subtitles فلتلتقي بي في المنتزة انتي تعلمي اين
    Parkta yeni bir kurt daha görülmüş. Bunun bu hafta sonunuz için-- Open Subtitles بالأضافه, تم رؤيه ذئب في المنتزة ما يعنيه هذا لعطلتكم...
    Parkta bulunan kızın durumu nasıl acaba? Open Subtitles كيف حال الفتاة التي وجدت في المنتزة ؟
    Sarah, benim bebeğimin evimin karşısındaki Parkta oynuyor olması gerekiyordu. Open Subtitles "سارة" كان من المفترض لطفلتي أن تلعب في المنتزة المقابل لمنزلي
    Parkta koşmaya gidecektik ama son anda bir müşteri toplu görüşme istedi. Open Subtitles كنا ذاهبين لنركض في المنتزة وفي ... اللحظة الأخيرة
    Parkta mumlu anma toplantısı var. Open Subtitles نحن ذاهبون لإشعال الشموع في المنتزة.
    Bu sırada Lindsay ise Parkta Moses Taylor'la buluşmayı bekliyordu. Open Subtitles في هذه الأثناء, كانت (لينزي) تنتظر في المنتزة موعدها مع (موسيس تايلر)
    Parkta bir yer var. Open Subtitles هناك مكان كبير في المنتزة
    - Parkta bulduğun yapay elmasta deri hücreleri buldum DNA, Fagan'ın saçıyla eşleşti. Open Subtitles -أخذت خلايا جلد من على أحجار الراين التي وجدتها في المنتزة, و الحمض النووي طابق شعر (جيسكا فيغان)
    Çünkü Ari parka cesetlerini değil, cep telefonlarını attı. Open Subtitles لأن (أري) ترك هواتفهم في المنتزة و ليس جثمانهم
    19 Nisan 1989 gecesi New York City'deki Central Park'ta bir koşucu vahşice dövüldü ve kendisine tecavüz edildi. Open Subtitles في مساء 19 إبريل 1989 تعرضت مهرولة للضرب بوحشية و الإغتصاب في المنتزة المركزي في مدينة نيويورك

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more