"في الواقع هو" - Translation from Arabic to Turkish

    • aslında
        
    Bugün, aslında benim için çok önemli bir gün. Çünkü doğum günüm. TED اليوم، في الواقع هو يوم خاص جداً بالنسبة لي لأنه عيد ميلادي
    Burada aslında göreceğimiz, esas olarak, insanların düzenli bir şekilde en samimi çevresiyle, beş, altı, yedi kişiyle iletişime geçtiğidir. TED ما سنراه في الواقع هو أنه، في الأساس، يتواصل الناس بصورة منتظمة عبر خمسة، ستة، سبعة، من أكثر الأسافير إلفةً.
    Kağıt üzerinde sadece müdür vekili olabilir, ama aslında, NSS'in bel kemiği o. Open Subtitles إنه نائب الرئيس بالاسم فقط ولكنه في الواقع هو من يدير هذه المؤسسة
    aslında, kuzenim şehre gelinceye kadar otelde kalmam için bana para vermişti. Open Subtitles في الواقع هو حجز لي في فندق صغير حتى يأتي إلى المدينة
    Hayır. Ve aslında bu sabah özel bir dersten kaytardı. Open Subtitles لا ، في الواقع هو فوت الدرس الخاص هذا الصباح
    Ama aslında, bence bu gelecekte kanseri nasıl tedavi edeceğimizin de bir başlangıç noktası. TED لكنني أظن أن هذا في الواقع هو فقط البداية لكيف سنعالج السرطان.
    Şimdi, söylentiye göre, aslında benim gönüllü çalışmam beni ön saflara taşıdı. TED الآن، عبارة في الشارع كانت في الواقع أن عملي التطوعي في الواقع هو الذي جعلني في مقدمة الصف
    Bu aslında iki farklı insanla beş farklı kez çekilen beş farklı set. TED في الواقع هو 5 مسارح منفصلة في 5 أوقات مختلفة بطفلين اثنين.
    Fakat eğer başarılı olmak istiyorsanız, aslında yapmanız gereken bunun tam tersi. TED لكن ذلك في الواقع هو عكس ما عليك القيام به إن أردت أن تكون ناجحا.
    aslında hücreleriniz üzerinde oldukça yaygındır da. TED في الواقع هو شائع إلى حد ما على سطح خلاياك.
    Bu aslında, genel göreliliğin temelini oluşturan ve eninde sonunda bize evrenin şeklini gösterecek olan matematik alanı. TED وهذا في الواقع هو مجال الرياضيات الذي تعتمد عليه النظرية النسبية وهو حقاً في نهاية المطاف سيعلمّنا عن شكل الكون.
    Bu eşitlik işi aslında baş belası bir şey. TED موضوع المساواة في الواقع هو ألم في المؤخرة.
    aslında konuşmak istediğim şey en önemli duyumuz: görme. TED ما أريد التحدث عنه في الواقع هو أحد أهم حواسنا: الرؤية.
    Ama aslında trendin tam ters yönde olduğunu ve İnternet'in buna destek verdiğini gösterecek üç örnek vereceğim sizlere. TED لكني أريد أن أعطيكم ثلاثة أمثلة لأحاول أن أقول أن خط الإتجاه في الواقع هو إتجاه آخر وأن الإنترنت تساعد بجانبه.
    aslında komik değil. Oldukça ciddi biri. - Şirket yöneticisi. Open Subtitles ليس ظريفاً، في الواقع هو جاد تماماً مدير شركة..
    Ah, aslında kendisi, başkan ile de özel görüştü, ama maalesef, ama resim çektirecek zaman omadı. Open Subtitles في الواقع هو التقى بشكل خاص مع الرئيس لكن للأسف، لم يكن هناك وقت لأخذ صورة
    aslında başkanla özel olarak da görüştü ama ne yazık ki fotoğraf çektirmek için yeterli zaman yoktu. Open Subtitles في الواقع هو التقى بشكل خاص مع الرئيس لكن للأسف، لم يكن هناك وقت لأخذ صورة
    aslında Gilligan Freb'dir. Freb pizza ısmarlar. Open Subtitles المرشد في الواقع هو فريب،فريب بإمكانه أن يطلب البيتزا ولن يهتم بالعمل
    Doğru. aslında adım Lee Barnard, ama yeterince yaklaştınız. Open Subtitles هذا صحيح، في الواقع هو لي بيرنارد لكنك إقتربت كثيراً
    Hayır, aslında ailesinden kız bulmasını istemiş. Open Subtitles كلا ، في الواقع هو من قصدهم ليبحثوا له عن عروس

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more