İlk başta ailem. hemen karşı kaldırımda iş bulmama çok sevindi. | Open Subtitles | في باديء الأمر فرح أبواي بعثوري على وظيفة قريبة من المنزل |
İlk başta ben de inanmamıştım ama artık bir kan emiciye dönüştüğümden eminim. | Open Subtitles | أتعرف الذي يشربون الدماء ، مصاصو دماء في باديء الأمر لم اصدق نفسي |
İlk başta bayılabilirsin ama sonra sakince düşününce harika bir şey. | Open Subtitles | حَسناً،أعتقد في باديء الأمر قَد تَفزعين، لكن في المدى البعيد،الأمر رائع. |
İlk önce ne yapacağımı bilemedim. | Open Subtitles | بطَلبكالزواجمني. في باديء الأمر لَمْ أُدركْ ماذا أفعل. |
İlk önce, üzerine çöken ağırlığın şokuyla şaşırmış görünüyor. | Open Subtitles | في باديء الأمر يبدو مصدوماً من أثر الزيادة المفاجئة في الوزن. |
İlk başlarda, büyüyene ve başka şeylerle ilgilenene kadar birkaç mektup atacağını tahmin ediyordum. | Open Subtitles | في باديء الأمر أَعتقدُ بأنّها سَتُرسلُ مُلاحظةَ أخرى أَو اثنتين قَبْلَ أَنْ ينتقل عقلَها الصغيرَ لتَحسين أوضاع الأشياءِ |
Bilmiyorum, ilk zamanlarda göstermiyordum galiba. | Open Subtitles | لا أعرف، ربّما أنا لم أفعل في باديء الأمر |
İlk başta kahraman olmak istemiştik, fakat öldürmek kolay bir şey değil. | Open Subtitles | في باديء الأمر أردنَا ان نَكُونَ أبطالَ، لكن القتل لَيسَت بسهلَ. |
Adam ilk başta büyüleyiciydi, inceydi. Ama hepsi değişti. | Open Subtitles | في باديء الأمر كان ساحر ورقيق لكنّ كلّ شيء تغير |
İlk başta, parlaklık eziliyordu, ama bakmaya devam ettim, gözlerimi kırpmamaya zorladım kendimi. | Open Subtitles | في باديء الأمر السطوع كان ساحقا لكني إستمريت بالنظر مجبرا نفسي أن لا أرمش |
İlk başta biraz çekingen davrandı ama sonra söyledi. | Open Subtitles | هو كَانَ خجولَ نوعاً ما في باديء الأمر لكن ثمّ إعترفَ. |
Dürüst olmak gerekirse, ilk başta ona acımıştım. | Open Subtitles | حَسنُ، لِكي أكُونَ صادقَه، في باديء الأمر كَانَ الموضوع مجرد شفقة. |
İlk başta, cesurca savaşmaya çalıştı. | Open Subtitles | حسنا،حاول المحاربة في باديء الأمر بشكل شجاع |
İlk başta bunalımda olduğunu düşünmüştüm. | Open Subtitles | لكن ألا تعتقد بأنه قد حان الوقت لرفع الخط قليلاً؟ أعني، في باديء الأمر إعتقدت أنك كنت في ركود، أتعرف؟ |
İlk başta çok üzücü olduğunu düşünüyordum. Ama şimdi sevdim. | Open Subtitles | ظننت أن هذا مؤسفاً في باديء الأمر لكن الآن, أحببت هذا |
Ama ertesi gün... Biliyor musun, ilk başta bütün o eşyalardan kurtulunca bayağı bir sersemlemiştim. | Open Subtitles | تعرفين، في باديء الأمر أنا كنت حقاً مستاء من التخلص من كل أغراضي |
Eminim o askerler ilk başta benim bir geri zekalı olduğumu düşünmüşlerdir. | Open Subtitles | أعتقد أن العسكريين ظنوا أني مجنون في باديء الأمر |
İlk önce bu durumu önemsememiştim. | Open Subtitles | هو لَمْ يَبْدُ للهَمّ في باديء الأمر. |
İlk önce tümünü görmüştüm... 2 kırmızı göz vardı. | Open Subtitles | في باديء الأمر كل ما امكن رؤيته... كان هذه العينين الحمراء. |
İlk önce onu salman gerekirdi. | Open Subtitles | كان عليك أن تطلق سراحها في باديء الأمر |
İlk başlarda bu hurda yığını yabancı bir ortam gibi görünmüş olmalı. | Open Subtitles | في باديء الأمر هذا الهيكلِ الحديديِ يَجِبُ أَنْ يَبْدوَ بيئة جديدة و غريبة |
Biliyor musun, ilk zamanlarda bu partiyi beni yatağa atmak için düzenlediğini düşünmüştüm. | Open Subtitles | تَعْرفُ، في باديء الأمر فكّرتُك فقط رَمى هذا الحزبِ ' يَجْعلُك كُنْتَ تُحاولُ للحُصُول عليي في السريرِ. |