"في جسده" - Translation from Arabic to Turkish

    • vücudunda
        
    • vücuduna
        
    • vücudundaki
        
    • omuzlarınıza
        
    • üstünde taşır
        
    Kendi vücudunda kilitli olmanın, nasıl bir şey olduğunu bilmiyorsun hiçbir temasta bulunmadan. Open Subtitles لا تفهم معنى أن يكون المرء محتجزاً في جسده بلا القيام بأي إتصال
    Aslında vücudunda ne alkol ne de uyuşturucu madde vardı. Open Subtitles في الحقيقه, لم يكن هناك كحول او مخدرٌ في جسده.
    Bundan 17 gün sonra kardeşimi elektrikli sandaliyeye bağlayacaklar... işlemediği bir suç yüzünden vücuduna 50.000 volt gönderecekler. Open Subtitles بعد 17 يوم من الآن سيربطون أخي في كرسي كهربائي و سيسري 50 ألف فولت في جسده لجريمة لم يرتكبها
    Bir ders almasını ve vücudundaki bütün kemiklerin kırılmasını istiyorum. Open Subtitles أريدك أن تلقنه درساً وتكسر كل عظمة سليمة في جسده
    Ve ulusumuzun da bir hekime ihtiyacı olmasıyla onu canlı tutma yükümlülüğü sizin omuzlarınıza kalmalı. Open Subtitles وبما أن أمتنا وجدت نفسها بحاجة إلى طبيب، واجب الحفاظ على تنفسه في جسده منوط بك.
    Lee önem verdiği her şeyi üstünde taşır. Open Subtitles يحتفظُ "لي" بأي شئٍ مهم في جسده.
    Maçlar vücudunda büyük etki yapıyordu; yırtık kalça eklemi, çatlak kaburgalar. TED المباريات سببت تشوهات في جسده لقد مزق مفصل الورك و كسر ضلوعًا.
    20 yılı aşkın süredir ringlerin dışında kaldı. Ama 1500 müsabaka vücudunda iz bırakmıştı. TED لقد كان بعيدًا عن الحلبة لأكثر من 20 عامًا ولكن هذه ال1500 مباراة احترافية قد تركت علامة في جسده
    Dişinin kanı erkeğin vücudunda dolaşarak ona ihtiyacı olan bütün gıdayı sağlar. Open Subtitles ..تدور دمائها في جسده لتزوده بكل احتياجاته الحيوية
    Eğer ülkenize X-ışını cihazından geçmesi gereken bir paket götürmeniz gerekseydi Bender'ın vücudunda her zaman boş bir yeri vardı. Open Subtitles إذا كنت تريد إدخال مجموعة أشياء للبلاد دون مرورها بفحص الأشعة السينية بيندر كان لديه تجويف في جسده يستخدمه لهذه الأمور
    Vurulduktan sonra vücudunda bu kadar çok kan kalan birini görmemiştim. Open Subtitles لم أرى أبدا ضحية إطلاق نار مع دم كثير باقٍ في جسده.
    vücuduna aldığı şeylere dikkat etmesi gerekiyordu. Open Subtitles أعتقد أنه كان عليه أن يكون شديد الحذر فيما يدخله في جسده
    Bu hançer vücuduna saplanmış ve uzun süre kalmış. Open Subtitles ،تعرض النصل للتلف فقد كان في جسده لفترة طويلة
    Böylece sen vücuduna iyot verdiğinde hastayı tirotoksikoza sokmuş oldun. Open Subtitles ثم قمت انت بضخ اليود في جسده مما سبب له انسماماً درقياً
    Olly, lanet olası vücudundaki her delikten kan kaybetmesini istiyorum. Open Subtitles أريد كلّ فوهة في جسده الداعر تَمتلىء باللون الأحمر
    İç sıcaklığı 100 derece. vücudundaki oksijenin yerini hidrojen almış. Open Subtitles الحرارة الداخلية وصلت إلى 100 درجة وقد استُبدل الأكسجين في جسده بالهيدروجين
    Vejateryan diyeti vücudundaki "pürin"leri sınırlayarak hastalığın ilerlemesini yavaşlatmıştır. Open Subtitles ربما حدد نظام غذائه النباتي مركب البيورين في جسده مما أبطأ تتطور المرض
    Ve ulusumuzun da bir hekime ihtiyacı olmasıyla onu canlı tutma yükümlülüğü sizin omuzlarınıza kalmalı. Open Subtitles وبما أن أمتنا وجدت نفسها بحاجة إلى طبيب، واجب الحفاظ على تنفسه في جسده منوط بك.
    Lee önem verdiği her şeyi üstünde taşır. Open Subtitles يحتفظُ "لي" بأي شئٍ مهم في جسده.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more