Belki de vücudunuzda istemediğiniz şeylerin daha etkili bir şekilde atılmasını sağlayabilirsiniz. | TED | وربما تستطيع جعلها أكثر فعالية بتصفية الأشياء التي لا تريدها في جسمك. |
Ama genelde hastalandığınızda esas bilmek istediğiniz hangi hastalıklara yatın olduğunuzdan ziyade o an vücudunuzda neler olup bittiğidir. | TED | لكن غالبا ما تحتاج معرفته لتكتشف إن كنت مريضا هو ليس ميل جسمك لتكوين المرض, لكن فعليا هو ما يحدث في جسمك الآن. |
Tanısal tarama, vücudunuzdaki her sistemden, her hücreye kadar bir görüntüsünü oluşturuyor. | Open Subtitles | يُزوّد المَسْحُ التشخيصي صورةً عن كُلّ نظام في جسمك على المستوى الخلوي |
Yani eğer çok hızlı bir şekilde yukarı doğru uçsaydınız, vücudunuzdaki atıl gaz aynı gazlı bir içecek sallandığında köpürdüğü gibi hızla genleşirdi. | TED | إذن إذا طرت إلى الأعلى في شكل مستقيم بسرعة الغاز الخامل في جسمك سيتضاعف كفوران الصودا عند رجها |
Vücudundaki bütün kasları tepeden... tırnağa gevşetmelisin. | Open Subtitles | اريدك أن ترخي كل عضله في جسمك إبتداء من اصابع قدميك حتى انامل يدك |
Ancak, 100 kat daha fazla bakteri geni bütün yaşamınız boyunca vücudunuzun içinde ya da üzerinde bir rol oynuyor. | TED | حسناً هذا يعني ان لديك مائة مرة أكثر من الجينات البكتيرية تلعب دوراً في جسمك او عليك طيلة حياتك |
Kan tahlilin negatif. sisteminde ilaç yoktu. | Open Subtitles | نتيجة فحص السموم في دمك كانت سلبية لم يكن هناك مخدرات في جسمك |
Bütün bu eklemler snovial eklemlerdir Bunlar vücudumuzdaki en esnek eklemlerdir. | TED | جميع هذه المفاصل مفاصل زليلية وهي الأكثرمرونة في جسمك |
Nasıl oluyor da vücudunuzda beyin hariç herhangi bir organ hastalandığında sizin için üzülüyorlar? | TED | كيف يكون أي عضو في جسمك مُعرّض للمرض وتحصل على التعاطف، ماعدا الدماغ؟ |
vücudunuzda bakterilerin bulunması normal olmanın da ötesinde sindirim ve hastalıkların önlenmesi gibi her türden faaliyet için gerekli. | TED | وجود البكتيريا في جسمك ليس طبيعياً فحسب، وإنّما يعد في الواقع مهماً لكل شيء، كالهضم ومقاومة الأمراض. |
Bu da bir mühendis olarak, malzemenin ne kadar büyük veya küçük olmasına bağlı olarak vücudunuzda nereye gideceğini değiştirebileceğim anlamına geliyor. | TED | هذا يعني لي كمهندسة، بالإعتماد على كبر أو صغر المادة التي أصنعها، استطيع تغيير أين تذهبُ في جسمك. |
vücudunuzda bu denli hissedebildiğiniz bir anı var mı şu anda? | TED | هل لديك ذكرة من هذا القبيل التي يمكنك أن تشعر بها في جسمك الآن؟ |
Bir düşük basınç odasında uyumak daha fazla kırmızı kan hücresi üretilmesini sağlar, bu vücudunuzda daha fazla oksijen bulunması anlamına gelir, bu da bir sporcunun dayanıklılığının artması demektir. | Open Subtitles | كما ترون، النوم في خيمة نقص الأكسجين يؤدي الى انتاج زيادة في ..كريات الدم الحمراء مما يعني زيادة في الأكسجين في جسمك |
Ve eğer şu özel şeylerden biri vücudunuzda baş gösteriyorsa, Gleevec alırsınız ve iyileşirsiniz. | TED | وإذا ما كان واحد من هذه الجينات تحديدا يتواجد في جسمك, إذن يجب أن تأخذ عقار Gleevec وستتعالج. |
vücudunuzdaki 100'den fazla kasın senkronizasyonunu gerektirir. | TED | فهو يتطلّب تزامن أكثر من 100 عضلة في جسمك. |
Ama yedi yılın sonunda, vücudunuzdaki tek bir hücre bile yedi yıl önceki hücre olarak kalmıyor. | TED | والعمود الفقري يستغرق عدة سنوات. ولكن بمرورسبع سنوات ، ولا خلية واحدة في جسمك ستبقي كما كانت قبل سبع سنوات. |
Okyanuslardaki, kahvenizdeki, hatta vücudunuzdaki suyu... | Open Subtitles | كل تلك المياه في المحيطات وفي فنجان قهوتك ، وحتى تلك التي في جسمك |
Nörotoksitin yayıImasına engel olur, hücresel parçalanmayı başlatır ve Vücudundaki her delikten kan ve irin fışkırır. | Open Subtitles | يتداخل مع سم الأعصاب و يبدأ تفجر الخلايا و سوف تخرج دم و صديد من كل ثقب في جسمك |
Ona çok iyi bak, çünkü Vücudundaki her kemiği hala kırabilirim. | Open Subtitles | أعتني بها جيداً لأنه ما زال بإمكاني أن أكسر كل عظمة في جسمك |
Hatta, bunu bildirdiğim için üzgünüm, içinizde iş gören sindirim sisteminizde yaklaşık 4,5 kilo mikrop var ki bunlar vücudunuzun içinde bir dolaşım içindeler. | TED | في الحقيقة انا اعتذر لأخبركم أنه داخل الجهاز الهضمي لكل منكم ١٠ أوقيات من الميكروبات والتي تقوم بالدوران في جسمك لفترات كافية |
Uzun ve şen şakrak hayatında ne kadar bayıltıcı, doğruluk serumu gibi bilumum ilaca maruz kaldığını bilmediğimizden bunun da sisteminde ne kadar duracağını kestiremiyoruz. | Open Subtitles | ومأخذته طوال رحلتك المهنية الطويلة، نحن لسنا متأكدين كم من الوقت سيبقى هذا المخدر في جسمك |
Dişlerimiz, vücudumuzdaki en sert maddelerden biri. | TED | أسنانك هي واحدة من أصلب المواد في جسمك. |