Söylediğin şeyi getirirsen örgütün, Güneydoğu Asya'nın en güçlüsü olur. | Open Subtitles | أحضر ما وعدته ونقابتك ستصبح الأقوى في جنوب شرق أسيا |
Guar, nesli tükenmekte olan ve Güneydoğu Asya'da yaşayan bir toynaklı hayvandır. | TED | الغار هو أحد ذوات الحوافر المهددة بالإنقراض في جنوب شرق آسيا. |
Üçüncü hikayem ise, Güneydoğu Asya'ya ağ ile balık tutmayı tanıştırmakta suç ortağı olmam. | TED | قصتي الصغيرة الثالثة هي أنني كنت متواطئا في إدخال الصيد بشباك الجر في جنوب شرق آسيا. |
Bir üretici bulmakla başladık, Vietnam'da MTTS adında Güneydoğu Asya için yenidoğan bakımı teknolojileri üreten bir organizasyon. | TED | لذا نبدأ بإيجاد مصنّع، مثل منظمة تدعى أم تي تي اس في فيتنام، والتي تصنّع تقنيات لحديثي الولادة في جنوب شرق آسيا. |
Güneydoğuda bir ev adresi ve telefon numarası çıktı. | Open Subtitles | حصلت على عنوان في جنوب شرق البلاد. ورقم هاتف أستطيع البحث عنه. |
Asya'nın güneydoğusundaki Kamboçya'yı ele alalım, kocaman tarantulalar toplanır, kızartılır, ve pazarda satılır. | TED | خذ كمبوديا في جنوب شرق آسيا على سبيل المثال حيث تصطاد العناكب الذئبية، وتقلى وتباع في السوق. |
Genellikle Güneydoğu Asya'da karides yetiştiriciliği için kullanılan insan yapımı kıyı göletleri gibi diğer teknikler, ekstra çevre sorunları yaratıyor. | TED | أساليب أخرى، كالبرك الساحلية الصناعية الشائعة الاستخدام في استزراع الجمبري في جنوب شرق آسيا، تخلق مشاكل بيئية إضافية. |
Büyük büyükbabam, Güneydoğu Pensilvanya'da şeftali bahçeleri aşılayarak geçimini sağlıyordu. | TED | كان جدي الأكبر يعمل في تطعيم أشجار حقول الخوخ في جنوب شرق بنسلفانيا. |
Yolcu ve şoförü birleştirmek için kullanılan Uber, Güneydoğu Asya'daki Grab veya Çin'deki DiDi gibi. | TED | للسائقين والراكبين، يمكنك استخدام أوبر، جراب في جنوب شرق آسيا أو دي دي في الصين. |
Ve özellikle Güneydoğu Asya ve Çin'de et tüketimi, ... ... tahıl fiyatlarını çalıştıran şeydir. | TED | واستهلاك اللحوم في جنوب شرق آسيا والصين على وجه الخصوص هو ما يحدّد أسعار الحبوب. |
Jay Walker: Güney Amerika'da, Hindistan'da, Güneydoğu Asya'da, ve en fazla da Çin'de. | TED | جاي والكر: في أمريكا اللاتينية، في الهند، في جنوب شرق آسيا، ومعظمهم في الصين. |
Komik olmayın! Güneydoğu Asya'da bunun gibi bir şey yok. | Open Subtitles | لا تكن سخيف, لا يوجد مثل هذه البضاعة في جنوب شرق آسيا |
Kennedy'nin Güneydoğu Asya'da savaşmayacağını 1961'den beri biliyorlardı. | Open Subtitles | فى بدايات عام 1961 , كانوا يعرفون أن كنيدي لن يذهب إلى الحرب في جنوب شرق آسيا |
Donanmayla Güneydoğu Asya'da bulunduğu iki yıl hariç. | Open Subtitles | ماعدا السنتان عندما كان في البحرية في جنوب شرق آسيا |
Güneydoğu Asya'da onun emrinde 2 yıl eğitim görmüştüm. | Open Subtitles | لقد تدربت تحت قيادته لمدة سنتين في جنوب شرق آسيا |
Güneydoğu Asya'da da birçok insan, günde 13-14 saat çalışıyor. | Open Subtitles | في جنوب شرق آسيا العديد من الأشخاص يعملون لـ 13 و 14 ساعة في اليوم، |
Abubakar Al Hassan El-Kaide'nin Güneydoğu Asya'daki iki numaralı adamı. | Open Subtitles | "أبو بكر الحسن" القائد الثانى للقاعدة في جنوب شرق آسيا |
Pekin'den Sidney'e giderek yaptığı günlük işlerle Güneydoğu Asya'da başıboş bir hayat sürüyordu. | Open Subtitles | يتجول في جنوب شرق آسيا بأعمال عادية من بكين إلى سيدني |
Güneydoğu Asya'da maymunları nasıl yakaladıklarını bilir misin? | Open Subtitles | هل تعرف كيف يصيدون القردة في جنوب شرق اسيا ؟ |
Güneydoğuda bir çatı katı. | Open Subtitles | إنها شقة صغيرة في جنوب شرق المدينة. |
Belki de Asya'nın güneydoğusundaki savaş, ahlak anlayışına aykırıdır. | Open Subtitles | ربما فكرت بأن الحرب في جنوب شرق آسيا كانت لاأخلاقية ونهايتها بررت وسائلها |