"في حقيبتكِ" - Translation from Arabic to Turkish

    • Çantanda
        
    • Çantadaki
        
    • Çantandaki
        
    • Çantanıza
        
    • cebinde New
        
    Telefonun Çantanda olduğundan emin misin? Open Subtitles هاتفكِ، هل أنتِ واثقة من أنّه في حقيبتكِ ؟
    Bunu Çantanda taşı çünkü gece buluştuğumuzda kontrol etmem gerek. Open Subtitles واحتفظي بهاذا في حقيبتكِ لأنني سأحتاج إلى التحقق منها
    Çantanda taşıdığın o ufak haplar insanı uyutan cinsten değil. Open Subtitles تلك الحبوب الصغيرة في حقيبتكِ ليس من النوع الذي يسأعدكِ على النوم.
    Çantadaki kimlikleri kullanın. Open Subtitles استخدمي أوراق الإعتماد التي في حقيبتكِ
    Sana başka bir kopya vereceğim çünkü Çantandaki epey bir işaretlenmiş. Open Subtitles سأعطيك نسخة أخرى، لأن التي في حقيبتكِ معلّمة
    Evet, siz. Çantanıza bakabilir miyim? Open Subtitles هل أستطيع أن أنظر في حقيبتكِ , رجاءاً ؟
    Ama umarım notumu cebinde New York'a götürürsün. Open Subtitles و لكنني آمل أن تكون تلك القصاصة التي ستذهب في حقيبتكِ لنيويورك لأجل الايام المُمطرة
    Beden eğitimi giysilerin Çantanda. Tamam mı? Open Subtitles ملابس التمرين في حقيبتكِ حسناً؟
    Çantanda neyin var? Open Subtitles حسناً,أخبريني ما الذي يوجد في حقيبتكِ
    Bu yüzden Çantanda tuzlu kraker var. Open Subtitles لهذا كان لديكِ بسكويت في حقيبتكِ.
    Şu küçük Çantanda neyin var peki? Open Subtitles حسناً، مالذي لديكِ في حقيبتكِ الصغيرة؟
    Çantanda ıslanmayan bir şey bile yok. Open Subtitles لايوجد مابقى في حقيبتكِ ولم يُبتل.
    Çantanda yaka kartını gördüm. Open Subtitles لقد رأيت بطاقة عملكِ في حقيبتكِ.
    Bunu Çantanda buldum. Sorun olur mu? Open Subtitles وجدتها في حقيبتكِ
    Çantandaki nedir? Open Subtitles ما الذي يوجد في حقيبتكِ ؟
    Çantandaki her şeyi verdin onlara. Open Subtitles أنت أعطيتهم كل شئ في حقيبتكِ.
    Çantandaki şişenin içindeki şey hariç. Open Subtitles من محتوى... الزجاجة.. في حقيبتكِ.
    Ve o kadar kılık değiştirirken onu kendi Çantanıza değil, Carlotta Adams'ın çantasına koydunuz. Open Subtitles وفي خضم كل هذه التبديلات في الملابس، سيدتي تركتي النظارات في حقيبة يد (كارلوتا آدامز) في الحقيقة، في حقيبتكِ
    Ama umarım notumu cebinde New York'a götürürsün. Open Subtitles و لكنني آمل أن تكون تلك القصاصة التي ستذهب في حقيبتكِ لنيويورك لأجل الايام المُمطرة

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more