Ne durumda olduklarını merak ediyorum. hayatlarında neler olup bittiğini öğrenmek istiyorum. | Open Subtitles | أريد أن أعلم كيف حالهم أريد أن أعرف ما يجري في حياتهم |
Onlarla çok gurur duyduğumu hala hayatlarında onlarla olduğumu söyle. | Open Subtitles | أنني فخور جداً بهم وأنني معهم لا أزال في حياتهم |
Günlük hayatlarında mücadele eden parasız iş adamlarını hedef alıyor. | Open Subtitles | انه يستهدف رجال اعمال محبطين و يعانون في حياتهم اليومية |
Onların da yaşamlarında biraz dengeye ihtiyaç duyabilecekleri hiç aklına geldi mi? | Open Subtitles | هل اعتبرتِ أنهم قد يحتاجون بعض الشيء إلى التوازن .. في حياتهم |
hayatta yalnızca tek bir ideali olan ve hayatları boyunca sadece onu yapmak isteyen kimseyi tanımıyorum. | TED | لا أتخيل أن هناك شخص لديه اهتمام واحد فقط في الحياة، وأن هذا هو كل ما يريدون القيام به في حياتهم. |
Onlara golf öğretirim ve turnuvalarına katılırım fakat onların özel hayatlarına karışmam. | Open Subtitles | أنا أعلمهم اللعب وألعب في بطولاتهم لكني لا أتدخل في حياتهم الشخصية |
hayatlarındaki yetişkinlerin, güvenlikleri için endişelenseler bile kendilerini desteklediklerini gördüler. | TED | تعلموا أن البالغين في حياتهم سوف يدعمونهم حتى ونحن قلقون على سلامتهم. |
Ve hatta acı çekiyor olsalar da, hayatlarının en zor zamanlarını yaşıyor olsalar da daha mutlu hissettiklerini söylediler. | TED | وكذلك احساسهم بأنهم أكثر سعادة على الرغم من أنهم كانوا يتألمون ويواجهون أصعب تحديات في حياتهم |
Bazen insanların hayatlarında değişiklik yapmak zorunda oldukları bir an gelir. | Open Subtitles | أحياناً يأتي الناس لمكان، حيث يجب عليهم صنع تغيير في حياتهم. |
Fakat bazı insanlar şimdiye kadar hayatlarında olan her bir şeyden bahsetmeyi sevmezler. | Open Subtitles | لكن بعض الناس لا يريدون الحديث عن كل شيء حدث لهم في حياتهم |
Hastalarım hayatlarında bir şey yapmaktan çekindiğinde onlara bazen balıklama dalmaları gerektiğini söylerim. | Open Subtitles | هناك شيء أقوله لمرضاي عندما يترددون بشأن القيام بخطوة ما في حياتهم الخاصة |
Bugünlerde gitgide daha çok insanın bilinçli bir şekilde hayatlarında bir yer açmak için önlemler aldığını fark ettim. | TED | لاحظت أن المزيد من الناس يأخذون تدابير واعية هذه الأيام لكي يفتحوا فضاءات في حياتهم. |
Tamam, ben ödenekle yaşayan annelerin, risk altındaki çocukların, eski çelik işçilerinin de hayatlarında bir fıskiyeyi hak ettiğini düşünüyorum. | TED | حسنا، اعتقد ان امهات الرعاية الاجتماعية و الاطفال المعرضين للخطر وعمال الصلب السابقين يستحقون نافورة في حياتهم. |
Tek bilmeniz gereken çocukların da yetişkinlerin de hayatlarında çiçekler olmasını hak ettikleridir. | TED | ماتحتاج لعرفته هو ان الاطفال والكبار يستحقون الازهار في حياتهم. |
Burada oturan tüm insanlar bu konuşmaların nicesini dinledi, hayatlarında birçok ders aldılar. | TED | فلدى كل من الحاضرين الكثير من هذه الاحاديث سمعوا عن دروس أكثر في حياتهم. |
Bu onların gerçek yaşamlarında an be an oluyor ve onların zihinleri ve beyinleri, normal gelişimli akranlarında olandan farklı bir şeyde uzmanlaşıyor. | TED | إنه يحدث لحظة بلحظة في حياتهم الحقيقية, ويتم تكوين عقولهم, وتخصيص أدمغتهم بطريقة مختلفة عن زملائهم الطبيعيين. |
Onların bilmelerini istiyordum ki, biz onlara şahidiz ve onların yaşamlarında değişiklik yapmak için elimizden geleni yapacağız. | TED | أردتهم أن يعرفوا أننا سنشهد لهم و أننا سنفعل ما يمكننا فعله لنساعد في صنع فارق في حياتهم. |
Evet, hayatları boyunca bazı zaferler ve sonra da... | Open Subtitles | بعض المضطهدين ينتصرون في حياتهم, وعندئذ يكونون هم, |
Kapan kaplumbağalar ve ormanın diğer sakinleri için bu, hayatları boyunca bir kez görme şansına erişecekleri bir ziyafettir. | Open Subtitles | من قبل السلاحفِ وسكان الغابة الآخرينِ انهم محظوظون برؤية هذا التجمع لمرة واحدة في حياتهم |
Genellikle insanlar deneyimlerinden birşeyler öğrenirler... ve hayatlarına devam ederler. | Open Subtitles | عادة الناس تتعلم من التجربة وبعدها يستمرون في حياتهم فحسب |
Sınıfta, öğrencilerimi kendi hayatlarındaki sessizlikleri şiir yoluyla keşfetmeye teşvik ediyorum. | TED | في الصف، أتحدى طلابي باستكشاف الصمت في حياتهم هم من خلال الشعر. |
O yüzden hayatlarının en mutlu günü olması gereken günde gösterilen ilgiyi memnuniyetle karşılaştılar. | Open Subtitles | وفياليومالذياعتقدواأنهسيكون الأسعد في حياتهم. اصمدي تحملي ياعزيزتي |
Çoğu insanın hayatı boyunca yaşamadığı bir deneyim yaşadın. | Open Subtitles | لقد مررت بشيء لا يشهده معظم الناس في حياتهم |
İnsanların neden hayatta çıkmaza girdiklerine dair bir teorim var. | TED | لديّ نظريّة حول سبب شعور الناس بأنهم عالقون في حياتهم. |
Yapma ya, çocuk D bir kenara, hayatında C almadı. | Open Subtitles | هيا.أولادي لم يحصلوا في حياتهم على جيد, ماذا عن مقبول. |