"في خزان" - Translation from Arabic to Turkish

    • deposuna
        
    • deposunda
        
    • tankın içinde
        
    • septik tanka
        
    • oyununda altıma
        
    Ne de olsa kafasını kırmak, yakıt deposuna niçin kum doldurduğunu anlatmaktan kolay. Open Subtitles تحطيم جمجمته أسهل من شرح سبب وضعه للرمل في الطائرة في خزان الوقود
    Kıvılcım yapsın diye distribütör kapağından benzin deposuna tel çektim. Open Subtitles لقد اوصلت سلكاً من علبة الموزع لكي تقوم بعملية الاشتعال في خزان البنزين
    Motorundaki benzin deposunda bunun ne aradığıyla başlayalım. Open Subtitles لنبدأ بسبب وجود هذا في خزان الوقود بدراجتك
    Su deposunda banyo yapmaları beni daha çok rahatsız ediyor. Open Subtitles يضايقني انا بأنهم يستحمون في خزان ماء البلدة
    Bu ortakyaşamın bir tankın içinde büyümüş olması, bu komaya benzer durumu açıklayabilir mi? Open Subtitles حقيقة أن المتكافل يتم تربيته في خزان يمكنه تفسير حالة شبه الإغماء
    Birini vurmadan önce bir saniye düşün neden bir insan kendini septik tanka hapseder? Open Subtitles قبل التفكير في إطلاق النار أحد، لمجرد التفكير الثانية، ما الذي يدفع رجلا لحبس نفسه في خزان للصرف الصحي؟
    Suya adam düşürme oyununda altıma sıçmıştım. Open Subtitles أنا القرف نفسي في خزان دونك.
    Tam Koç Medwick'in benzin deposuna şeker koyacakken beni durdurdun. Open Subtitles وكنت على وشك ان اضع السكر في خزان وقود سيارة المدرب ميدوك عندها,قمت انت بايقافي
    Benzin deposuna şeker dökerken anamı arkadan düzmekten mi hoşlanıyorsun ? Open Subtitles هل تفضل اغتصاب أمي شرجياً في حين تسكب سكر في خزان الوقود؟
    Biri benzin deposuna bir paçavra sokup tutuşturmuş. Open Subtitles بشخص وضع قطعة قماش في خزان الوقود و أشعل فيها النار
    Hayır. Kızın su deposuna bir şey düşürmüş ve kaybetmiş. Open Subtitles لا، لكن الشيء الذي تضعه ابنتك على أذنها وقع في خزان المياه
    Yükü boşalttığımızda, balığı su deposuna atacağız. Open Subtitles عندما نفرغ الحمولة سوف نرمي السمك في خزان المياه
    Onu fırtınalardan uzak tutmak amacıyla kadını, benzin deposuna şeker atmakla suçlamış. Open Subtitles لقد إتهمها بوضع السكر في خزان وقودهِ لأجل أن تبقيه بعيداً عن العواصف
    Şu an arabanın benzin deposunda yüzen bütün kendini beğenmiş T. Rex'ler. Open Subtitles كل ديناصور مغرور يسبح حالياً في خزان وقود سيارتك.
    İkisi de aynı su deposunda bulunmuş. Open Subtitles تم العثور عليهما معاً في خزان المياه الاحتياطي
    Pekâlâ, aldığımız bilginin, evet göktaşı alanına girdikten tam 98 saniye sonra geminin dış deposunda çıkan yangın olduğunu söylüyorlar. Open Subtitles حسنا",ان الانباء الواردة الينا تقول انه قد حدث نيران في خزان السفينة
    Uzak böylesine uzak bir yerde durması, mantıklı değil, bu yüzden benzin deposunda... bunu bulana kadar aramaya devam ettim. Open Subtitles لم يبدو منطقياً أنها توقفت في مكان بعيد كهذا، لذا استمريت بالبحث... حتى عثرت على هذا في خزان البنزين
    Çöp deposunda. Open Subtitles في خزان النفايات
    Can alıcı bir nokta vardı, çünkü, onların akvaryumda olduklarını sanıyoruz, ...ama aslında onlar bir tankın içinde. Open Subtitles هذه كانت الجملة الافتتاحية لأننا نعتقد بأنهم في حوض أسماك ولكن في الواقع، انهم في خزان
    Kimse böyle, bir tankın içinde ilaçla uyutularak yaşamamalı! Open Subtitles ‫يجب ألا يعيش أحد على هذا النحو ‫مخدرا في خزان لعين!
    Kahrolası bir tankın içinde uyuşturulmuş halde! Open Subtitles ‫مخدرا في خزان لعين!
    Kaza yerinden septik tanka kadar kovalanıp oraya atıldığını biliyoruz. Open Subtitles نعلم أنّ أحداً طارده من مكان الحادثة ورماه في خزان المجارير.
    Suya adam düşürme oyununda altıma sıçmıştım! Open Subtitles أنا القرف نفسي في خزان دونك!

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more