İçindeki Cagliostro kanını inkar edemezsin. | Open Subtitles | لا تَستطيعُ إنْكار دم عائلة كالجيسترو الموجود في داخلك |
Başının üstünde alevleniyor ama içindeki varlığınla tüm yıldızlar öldüğünde canlanacak. | Open Subtitles | ويلمع بريقها فوق رأسك ولكن في داخلك ذلك الحضور سيكون عندما تموت كل النجــــوم |
...ve üç... seni harika hissettiren şeyleri yapmaktan her vazgeçişinde seni mutsuz hissettirse de içinde bir şeyler ölüyor. | Open Subtitles | وثالثاً، كل مرة تبتعد فيها عن القيام بما يجعلك تشعر بالعظمة رغم أن هذا يحزنك يموت شيء في داخلك |
B-ben herkesin içinde bir mükemmellik olduğunu düşünüyorum, ama bu biraz da cesarete bağlı kendi kafanın içine girebilmek için yani onu biraz da kurcalayıp , | Open Subtitles | أظن ان الجميع لديه عظمة في داخلهم لكنه حقا بأن يكون في داخلك شجاعة لتدخل الى راسك نوعا ما |
Ama bence içten içe çok neşelisin. | Open Subtitles | مرة أخرى نبدأ لا أعتقد أنك جدية في داخلك أبداً |
O yer senin içinde olan bir yer. | Open Subtitles | هذا المكان,إنه في داخلك. |
Boktan bir araba gibi, içinde doğal bir kusur var. | Open Subtitles | مثل سيارة سيئة يوجد شيء معطل في داخلك بشكل موروث |
Gerçekten iyi iş çıkardın, Lucas. Sadece içindeki karıncayı keşfetmen gerek. | Open Subtitles | لوكاس كنت جيداً عليك أن تكتشف النملة في داخلك |
Resim yapmak için her oturuşunda içindeki korkuyu resmetmediğin sürece yalan söylüyorsun. | Open Subtitles | في كل مرة تجلسين لترسمي و لا ترسمي الخوف و الألم الذي في داخلك فأنت تكذبين |
İçindeki yaratıcı canavarı kafesinden sal, özgür kıl! | Open Subtitles | عليك أن تدع قفص ألاسد المبدع الذي في داخلك يتحرر. |
Bundan ötürü içindeki canavara karşı koymalısın. | Open Subtitles | .لذلك يجب عليك الصراع مع الوحش الذي في داخلك |
İçindeki erkekliğin özüyle direkt bağ kurmak gibi düşün. | Open Subtitles | إنها كالاتصال المباشر مع الرجولة الجوهرية في داخلك |
İçinde bir yerlerde ölmeyi hak ettiğini bildiğini düşünüyorum. | Open Subtitles | وأعتقد بأنّك تعلمين في داخلك أنّكِ تستحقّين الموت |
Bir gün tacı giydiğinde Lion-o senin içinde bir kral olup olmadığını sadece gücümüzün kaynağı, Thundera'nın gözü bilebilir. | Open Subtitles | ,"بما أنك ستلبس التاج يوما ما, "لاينو ,فقط عين "ثانديرا", مصدر القوة ستعرف إذا كان هناك ملك في داخلك |
Yani, içinde bir yerlerde böyle bir öfke olduğunu bilmek... | Open Subtitles | حسنا، أعني، فقط أن أعرف أن لديكِ هذا النوع من الغضب في داخلك |
Gördün mü, içinde bir barbar saklı. | Open Subtitles | أترى، هناك بربري في داخلك في النهاية |
Aferin sana. İçinde bir şair var senin. | Open Subtitles | يا إلهي، هناك شاعر في داخلك في النهاية |
Her gün içten içe bu soruyu kendinize sormuyor musunuz? | Open Subtitles | ...ألست في أعماقك تسأل نفسك في داخلك كلّ يوم ؟ |
Ya da son gün ödedin faturanı çünkü içten içe o adrenalin ve dramı seviyorsun? | Open Subtitles | في كابينة تليفون لأنك في داخلك تحبين مأساة أنكِ لن تستطيعين تحقيق الأمر؟ |
...ama içten içe bir gün olacağını umut ediyorsun. | Open Subtitles | لكنْ في داخلك تتمنّى أنْ تصبح ممكنةً يوماً ما. |
Senin içinde olan bir şey. | Open Subtitles | إنه أمر في داخلك |
Ama içinde olan benim. | Open Subtitles | ولكننب أنا في داخلك. |
Boktan bir araba gibi, içinde doğal bir kusur var. | Open Subtitles | مثل سيارة سيئة يوجد شيء معطل في داخلك بشكل موروث |
Afrika'da başlangıçtan itibaren... ...yaradılışınız da her nesilden size geçmiş olabilir. Bu içinizde derinde saklanan gizli bir dürtüdür. | TED | من بدايات عهدنا في افريقيا وعبر كل الاجيال التي مرت من قبلك منذ خلقك .. هناك جدل في داخلك |