"في دمشق" - Translation from Arabic to Turkish

• Şam'da
• Şam'a
• Damascus'ta

Belki, Şam'da görüşemeyiz, ümid ederim ki; aradığınız ırkı bulursunuz.
إذا لم أَرك في دمشق ، أَتمنى بأن تَجِدي المخزون الي تَبْحثين عنه.

Eğer Şam'da görüşemezsek, umarım aradığınızı bulursunuz.
شكراًلكي,سيدتي. إذا لم أَرك في دمشق ، أَتمنى بأن تَجِدي المخزون الي تَبْحثين عنه.

Düşünüyorum da... arabayı Şam'da satabiliriz.
لقد كنت أفكر نحن سَنَبِيعُ السيارةَ في دمشق

Uçak mürettebatı, Şam'a indikten 24 saat sonra ölü olarak bulundu.
تم العثور على جثث طاقم الهواء أقل من بعد 24 ساعة كانت هبطت في دمشق.

Uçak mürettebatı, Şam'a indikten 24 saat sonra ölü olarak bulundu.
"عُثر على جُثث طاقم الطائرة في أقل من 24 ساعة بعد أن هبطوا في (دمشق)"

Sonra, iki yıl sonra, seni Damascus'ta yakaladım.
،ومن ثم، بعد سنتان "إلتقيت بك في "دمشق

Casusları Selahaddin'in Şam'da olduğunu bildirmişler.
ووفقاً لجواسيس ملك القدس صلاح الدين الايوبي في دمشق

Şam'da tanıştığım bir adam senin öldüğünü söylemişti.
هل تعلم،لقد التقيت شخصا في دمشق قال لي أنك قد مت

Şam'da yakalandık ve haklı bir şekilde hapsedildik.
تم القبض علينا و بشكل قانوني تم سجننا في دمشق.

Şam'da onun SAS olduğunu söylüyorlarmış.
يَقُولونَ في دمشق بأنّه إس أي إس

1998'de İngilizler, Şam'da faal olduğunu tespit ettiler.
في عام 1998، البريطانيون سجّلوه " كناشط في " دمشق

Bu, İslam imparatorluğunun önde gelen hastanesi, "Nur el-Din hastanesi" burada Şam'da inşa edilmiş ve şimdi bir müze.
"هذا مشفى "نور الدين المشفى البارز للإمبراطورية الإسلامية بني هنا في "دمشق"، وهو الآن متحف

Şam'da sessiz ve mütevazı bir şekilde yaşıyor.
يعيش حياة هانئة و جميلة في دمشق

Ferhat Paşa kulunuz, Şam'da hain Canberdi Gazzâlî'nin kellesini almış.
‫أطاح "فرحات باشا" برأس الخائن‬ ‫"كانبردي غزالي" في "دمشق"‬

Ferhat Paşa Şam'da zafer kazanmış diye duydum.
‫سمعت أن "فرحات باشا" انتصر‬ ‫في "دمشق"‬

Ya Peter, Şam'da bile değilse?
ماذا لو أن بطرس ليس ولا حتى في دمشق ؟

Lisedeki ilk yılının yazında iki ay Şam'da akrabalarıyla kalmış.
في الصيف الذي يسبق سنته الأولى في الثانوية، قضى شهرين في (دمشق) مع أقربائه.

Sanki hiç Şam'a gittin.
-كما لو أنّك كنت في (دمشق )

Şam'a gittim.
كنت في دمشق.

Damascus'ta yaşıyor.
يعيش في دمشق