Yaklaşık 12 yıl önce, mağaralar dikkatimi çekti ve tüm araştırmamı bu yönde odakladım. | TED | حنى قبل 12 سنةٍ تقريبا ، عندما أصبحتُ حقا مفتونةً بالكهوف. وبالفعل أصبحت أركز أغلب بحوثي في ذلك الإتجاه. |
O zaman hemen bu yönde işlemlere başlıyorum. | Open Subtitles | ثم أنا سأحصل على بعض الأشياء في ذلك الإتجاه |
- Bölgede devriye gezen uçaklar var. - bu yönde gidecek 20 mil yolumuz var. | Open Subtitles | هناك منزلقات تقوم بدوريات في المنطقة علينا عبور20 ميل في ذلك الإتجاه |
Senin erkeksi egolarını tatmin etmek için söylemiyorum ama amcanın kulübesi bu tarafta değil miydi. | Open Subtitles | انا لم اقصد ان اثير حساسية الغرور الذكري لديك لكن مقطورة عمك بالخلف في ذلك الإتجاه |
Yanlışım varsa düzelt, belki de yanılıyorumdur ama Dawson bu tarafta değil miydi? | Open Subtitles | إذا لم أكن مخطئاً .. وربما أكون مخطئاً .. أليست داوسن في ذلك الإتجاه ؟ |
Ve o an, iğnelerinizin birkaç derece O tarafa yönelmesini sağlayan manyetik kuzeyi oluşturuyor. | Open Subtitles | و في تلك اللحظة، يصبح قطبا شماليا ممغنطا يسبب تحريك الإبر ببضع درجات في ذلك الإتجاه |
Dünyanın çoğu bölgesi bu yönde ilerliyor. | TED | معظم مناطق العالم تمضي في ذلك الإتجاه. |
Onun adamları bu yönde 2 mil içerisindedir | Open Subtitles | قومه يبعدون ميليين في ذلك الإتجاه |
Oğlun bu yönde iki saat mesafede. | Open Subtitles | إبنكَ على مسيرة ساعتين في ذلك الإتجاه |
Quantico bu tarafta çaylak. | Open Subtitles | (كوانتيكو) في ذلك الإتجاه أيّها المبتدئ. |
Orası da bu tarafta. - Bil bakalım orada başka ne var? | Open Subtitles | - خمّن ماذا يوجد أيضاً في ذلك الإتجاه ! |
O tarafa gidiyordu. | Open Subtitles | لقد كانت ذاهبة في ذلك الإتجاه. |
O tarafa gitti. | Open Subtitles | ذهب في ذلك الإتجاه. |
O tarafa doğru konuş. | Open Subtitles | تكلمي في ذلك الإتجاه |