Kadının o evde en azından iki parça takısı var. | Open Subtitles | لديها على الأقل قطعتين, يفترض قد تركت في ذلك المنزل |
o evde herhangi sıra dışı bir olay olmuş mu? | Open Subtitles | أهناك أي شيء غير إعتيادي حدث في ذلك المنزل ؟ |
o evde olanlarla ilgili bildiğim tek şey kız arkadaşım öldürüldü ve ben ömrümün sonuna kadar burada kalacağım. | Open Subtitles | كل ما أعلمه عن ما جرى في ذلك المنزل أن خليلتي قُتِلت و ها أنا هنا محكوم علي بالمؤبد |
Ama bu evde güvenebileceğin tek güneş de o. | Open Subtitles | لكن هذا ضوء الشمس الوحيد الذي يمكن الاعتماد عليه في ذلك المنزل |
o evde yaşayan herhangi biri sadece koklayarak zamanı söyleyebilir. | TED | وبإمكان أي فرد يعيش في ذلك المنزل أن يعرف الوقت عند طريق الرائحة فقط. |
Ama ben o evde çok sevilen biri değilim. | Open Subtitles | و لكن وجودي غير مرحـّبٍ به في ذلك المنزل |
o evde bana ait hiçbir şey yoktu! Hayatım yoktu! Nefes alamıyordum! | Open Subtitles | لم يكن لدي أي شيء في ذلك المنزل لم يكن لدي حياة, لم يكن لدي هواء |
o evde yaşamaktan gerçekten rahatsız olacaksın. | Open Subtitles | أنا أعتقد أنك تصبح مهووسا محترفا بالعيش في ذلك المنزل. نعم، يجب أن تنتقل. |
Emin değilim, ama o evde korkunç bir şey olduğunu sanıyorum. | Open Subtitles | لست متأكداً لكن أعتقد أن هناك شيئاً مروعاً حصل في ذلك المنزل |
Yakın zamanda o evde yine şüpheli bir şekilde Amerikalı bir aile yok oldu. | Open Subtitles | بعد ذلك، ماتت عائلة أمريكية في ذلك المنزل و أيضا بظروف غامضة |
Sadece o evde tam olarak ne olduğunu anlat. | Open Subtitles | أريد فقط أن أعلم ما الذي حدث في ذلك المنزل |
Yakın zamanda o evde yine şüpheli bir şekilde Amerikalı bir aile yok oldu. | Open Subtitles | بعد ذلك، ماتت عائلة أمريكية في ذلك المنزل و أيضا بظروف غامضة |
Sadece o evde tam olarak ne olduğunu anlat. | Open Subtitles | أريد فقط أن أعلم ما الذي حدث في ذلك المنزل |
Mordecha'ıi bulamadım, 30'lu yıllarda o evde yaşayan bir Martin Murdoch buldum. | Open Subtitles | حسنا , لم أستطع العثور على مورديكاي لكن ظهر مارك ميردوك الذي عاش في ذلك المنزل خلال فترة الثلاثينات |
o evde yaşamak hapiste yaşamak gibi. | Open Subtitles | العيشة معكِ في ذلك المنزل كانت و كأنها السجن |
o evde sağduyulu biri olsa iyi olurdu. | Open Subtitles | كان سيكون جميلاً وجود صوت للمنطق في ذلك المنزل |
Garip rüyalar gördüm. Sürekli o evde yaşananları düşündüm. | Open Subtitles | انتابتني أحلام غريبه حول ما دار في ذلك المنزل |
bu evde dün gece altı çete üyesi öldürüldü. | Open Subtitles | عصابة غلين هيل و كان هناك 6 اعضاء قتلوا في ذلك المنزل |
Bence bu evde saklanalım. Koşmaktan yoruldum. | Open Subtitles | ربما يجب أن نحاول الإختباء في ذلك المنزل لقد تعبت من الركض |
Briar evinde olamaz, hayır. Söylediğine göre eve daha yeni birileri taşınmış. | Open Subtitles | لا ليس في ذلك المنزل قالت إن هناك من إنتقل للعيش فيه |
Kısa bir süre sonra o evden biri ölürdü. | Open Subtitles | وبعد فترة قصيرة، يموت شخصٌ ما في ذلك المنزل |
Bir de, yanılıyor olabilirim, ama galiba o evdeki insanlar seks yapıyordu. | Open Subtitles | بالاضافه، انه ربما اكن مخطأً بذلك ولكني اعتقد ان الناس كانوا يمارسون الجنس في ذلك المنزل |
o evin içinde dönen her şeyi duyup görebilecektin. | Open Subtitles | تستطيعين رؤية و سماع كل شيء يحدث في ذلك المنزل. |