"في صدره" - Translation from Arabic to Turkish

    • göğsünden
        
    • Göğsünde bir
        
    • göğsüne
        
    • Göğsündeki
        
    • göğsüneden
        
    Görünüşe bakılırsa kardeşiniz bir kahraman gibi mücadele etmiş ama yenik düşmüş ve göğsünden ölümcül bir bıçak darbesi almış. Open Subtitles عليّ القول أنّه يبدو أنّ شقيقك قد قاتل كالأبطال إلاّ أنّ أحداً فاقه قوّة وعانى من طعنة مميتة في صدره
    Bir sabah ava gittik ve bir tanesini göğsünden vurdum. Open Subtitles في صباح ما، خرجنا للصيد و أصبتُ أيل في صدره.
    Bay Kleinfeld bugün öğleden sonra ikide göğsünden bıçaklandı. Open Subtitles السيد كلاينفيلد نال طعنة في صدره في الساعة الثانية بعد ظهر اليوم
    Düşünmüyorum. Tek düşündüğüm Göğsünde bir delik açmak. Boğazında da bir delik açayım ki sonsuza kadar tek kelime edemesin. Open Subtitles إلى أن أغمد سلاحي في صدره وأحشر به ذلك الكلام المخزي في حلقه لأنه نطق بما يسوؤني هنا
    Aniden Göğsünde bir ağrı belirdi... ve bayılıp düştü. Open Subtitles فجأة شعر بألم في صدره وسقط وغاب عن الوعي
    Frank, gömülmeden önce göğsüne yakın mesafeden bir mermi yemiş. Open Subtitles تلقى فرانك رصاصة في صدره عن قرب قبل أن يدفن
    Göğsündeki bıçak izi içeri konmadan öldürüldüğünü gösteriyor. Open Subtitles هناك جرح بسبب طعنة في صدره يقول أنّه مات قبل أن يُدخل إلى الفرن
    Herif ön kapıdan giriyor ve göğsünden bıçaklanıyor, babasının ve dedesinin de burada mahkûm olduklarından bahsetmeye gerek bile yok. Open Subtitles رجلٌ يدخل السجن فيتلقى طعنةً في صدره مباشرةً، ولا داعٍ لذكر أن والده وجده كلاهما نزلاء في هذا السجن.
    Ağabeyime bu iğneyi yapmanızı istiyorum göğsünden. Open Subtitles أحتاج منك أن تعطي أخي حقنة من هذا في صدره
    Orta kalibre bir tüfekten atılan tek kurşunla göğsünden vurulmuş. Open Subtitles واحد من العيار المتوسط الجولة بندقية في صدره
    göğsünden vurulmuş, 21 yaşında erkek bir hasta getiriyoruz. Open Subtitles لدينا رجل سنه 21 عام بإصابة من عيار ناري في صدره
    onu göğsünden vurdum. Onu çiviledim. Open Subtitles يا رجل انا اطلقت عليه في صدره لقد ارديته
    Böylece insan olan elimi aldım ve göğsünden kalbini çıkarttım. Open Subtitles لذا غرزت يدي البشرية الجديدة في صدره وانتزعت قلبه
    Yani neden emekliliğine üç aydan az bir süre kala, Alman Luger'iyle bir adamı göğsünden vurdun ki? Open Subtitles لماذا طعنت الشاب بمديةالمانية في صدره قبل التقاعد بثلاثة اشهر?
    Yaşadığı travma Göğsünde bir hava baloncuğuna sebep oldu ve bu ona nefes problemleri yaşatıyor. Open Subtitles الصدمة سببت فقاعة هواء في صدره , مما يسبب له مشاكل في التنفس
    Oraya gittim, herif Göğsünde bir kurşunla yerde yatıyordu. Open Subtitles ،لكن عندما جئت كان الرجل ملقاً على الأرض و رصاصة في صدره
    Ağzından laf almaya çalışmıyorum. Göğsünde bir delik olan çocuğu düşünüyorum. Open Subtitles أنا لا أطرح أي أسئلة أنا أفكر بالفتى الذي لديه ثقب في صدره
    Bir kaç ayın ardından, Jessenin göğsüne dokunduğunuzda, kaybettiği elini hissetti. TED وبعد عدة أشهر ، كلما لمسنا جيسي في صدره ، شعر بلمسةِ في يده المفقودة.
    Böylece göğsüne 10 dinamit lokumu bağladı ve o sinemaya gitti. Open Subtitles فألصق 10 أصابع ديناميت في صدره وذهب للسينما
    Şimdilik çalışan olacaksın ama Göğsündeki sorunu biliyorsun. Open Subtitles أعرف أن ذلك مجرد عمل حاليا لكن تعرفين أنه لديه أمر ما يجري في صدره
    O günün sabahında Göğsündeki ağrıdan şikayet ediyordu ve üç saat sonra kalp krizi geçirdi. Open Subtitles لقد كان يشكو من الام في صدره ذلك اليوم وبعد ثلاث ساعات اصيب بسكته قلبية
    İlk kurşunu tam göğsüneden. Open Subtitles الطلقة الأولى ... أصبته في صدره مباشرة

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more