"في عمره" - Translation from Arabic to Turkish

    • yaşta
        
    • yaşındayken
        
    • yaşındaki
        
    • yaşlarda
        
    • yaşında bir
        
    • Onun yaşında
        
    • yaşa geldiğinde
        
    Yine de bu yaşta yaramazlık etmezseniz hangi yaşta edeceksiniz, değil mi? Open Subtitles بالرغم من ذلك .. لكن لا بأس مع شخص في عمره شخص في عمره لا يرتكب افعالا غبية متى قمت بفعل امر غبية اذن ؟
    Dayım bu yaşta Çince öğreniyor. Open Subtitles عمي يتعلم اللغة الصينية في عمره , انه شيء مذهل
    Ben 16 yaşındayken günün yarısı ya sarhoştum ya da uçuşlardaydım. Open Subtitles حسناً عندما كنت في عمره كنت ثملاً معظم الوقت, ماذا عنكِ؟
    Onun yaşındayken ben çalışıyordum! Eve yemek getiriyordum! Open Subtitles في عمره هذا، أنا عمِلت كان يدفع لي الراتب بالشيك
    Göbek deliği yok kalp atışları normal, kan basıncı iyi, tamamen onun yaşındaki çocuklar gibi. Open Subtitles لا يوجد سرة ، كذلك معدل نبض قلبه جيد و ضغط دمه ممتاز بالضبط كمعظم الأولاد في عمره
    İleriki yaşlarda birine yeterince hızlı vurursanız onun yakınlaşma ve bağlılık alışkanlıklarında bir kör nokta oluşturursunuz. Open Subtitles أصبتَ شخصاً ما بقوة كافية في عمره المبكر يمكن أن يجعل نقطة مخفية في بحثه المألوف للقرب والمودة
    Onun yaşında bir oğlan cevaplayamayacağınız sorular soracaktır. Open Subtitles صبي في عمره ذلك سوف يطرح العديد من الاسئلة لا تملكون لها اجوبة
    Onun yaşında aynını yapardım. Open Subtitles فعلت .نفس الشيء عندما كنت في عمره .أحب دائماً أن يكون لدي حفل ثالث .هذا يدع لي بعض التأجيل ..
    Ciğerlerinde ve kalbinde o yaşta görülmeyecek bir stres vardı. Open Subtitles كان هناك ضغط على قلبه و رئتاه ذلك ليس طبيعيا لأحد في عمره
    O yaşta, bir restoran açarak şansını denemek mi istiyor? Open Subtitles في عمره ويريد أن يحاول في مطعم؟
    Hepatik fibrozis bu yaşta bir hastayı vurabilir. Open Subtitles تليف الكبد قد يصيب أحدا في عمره
    O yaşta işten çıkarılan bir adam... Open Subtitles رجل في عمره مؤخرا تم فصله من العمل
    Kiracı olarak başka bir ev bulmaya çalışabilir ama o yaşta kim alır onu? Open Subtitles سيحاول أن يجد مزرعة أخرى تأخذه كمستأجر -لكن من سيأخذه في عمره هذا؟
    Bu yaşta bir çocuğun maçlara gitmek ve futbol oynamak ve hatta banyo yapmak için bile babasına ihtiyacı vardır. Open Subtitles "في عمره الابن يحتاج والده ليذهب معه للمباريات" "ليلعب كرة القدم يحتاج لوالده" "حتى في الحمام يحتاج لرجل، لا يستطيع أن يأتي معي الآن"
    Onun yaşındayken omuzlarımda kamyon taşıyordum. Open Subtitles عندما كُنت في عمره يمكنني أن أضع شاحنة على أكتافي
    Bende onun yaşındayken odaklanma güçlüğü çekerdim. Open Subtitles كنتُ افتقر لمثل تلك النشاطات في عمره أيضاً
    Hatırla, onun yaşındayken sende böyleydin. Open Subtitles تذكر .. أن كان لديك بلطجي عندما كنت في عمره
    8 yaşındaki bir çocuğu Noel'in mutlu etmesi gerekiyor. Open Subtitles الاولاد في عمره يفترض أنهم سعيدون بالعيد
    Evet, millet, zombi olduğu düşünülen 82 yaşındaki bir adam bugün öldürüldü. Open Subtitles حسناً, يا جماعة, تمت رؤية زومبي في غرفة تمريض اليوم مما خلف موت رجل في عمره اثنان وثمانون اسمه والتر قيلبيرق
    Babası yaşındaki uyuşturucu satıcılarından daha yetenekli çıktı. Open Subtitles إنّه أفضل مرّتين من مُعظم المُروّجين في عمره.
    O yaşlarda biz de öyleydik. Open Subtitles مثلنا عندما كنّا في عمره.
    Onun yaşında bir adam her gece karısının çarşaflarını değiştirmekle uğraşmamalı. Open Subtitles رجل في عمره لم يكن ينبغي عليه أن يغير ملاءات سرير زوجته كل ليلة.
    - Onun yaşında birçok çocuk buna karşı çıkardı. - Ne yani? Open Subtitles العديد من الأولاد في عمره يرفضون التعاون

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more