Evet, bir gün gözlerimin içine bakacak ve bana acımayacak. | Open Subtitles | نعم, حسنا, في يوم ما ستنظر لي في عيني مباشرة ولن تشعر بالأسف تجاهي هذا كل ما أريده |
Yarası kanarken bana baktı gözlerimin içine inanamıyormuş gibi. | Open Subtitles | كان ينظر لي بينما ينزف في عيني مباشرة غير مصدق. |
Sadece gözlerimin içine bak ve özür dile. | Open Subtitles | فقط انظر في عيني مباشرة و قل أنك آسف |
Bana bunu hak ettiğini gözümün içine bakarak söyleyecek cesareti toplayana kadar başarısız olmana izin vermeyeceğim. | Open Subtitles | للنظر في عيني مباشرة و تخبرني هذا كل ما تستحقه لن استطيع ترك للفشل |
gözümün içine bakarak konuşmanı ve beni, konuştuğumuz her şeyi anladığına ikna etmeni istiyorum. | Open Subtitles | -أنا أتقاضى أجراً لكي أقلق أريد منك أن تنظري في عيني مباشرة و تجعليني أصدق أنك تفهمين كل شيء نتحدث عنه |
Sadece gözlerimin içine bak ve özür dile. | Open Subtitles | فقط انظر في عيني مباشرة و قل أنك آسف |
gözlerimin içine dimdik bakmıştı, beni tanımadı. | Open Subtitles | لقد نظرت في عيني مباشرة لم تعرفني |
gözlerimin içine bak! | Open Subtitles | حدق في عيني مباشرة |
gözlerimin içine baktı ve dedi ki... | Open Subtitles | نظرت في عيني مباشرة ...و قالت |
- Pekala. gözümün içine bak ve bana Massey'nin cinayetiyle bir ilgin olmadığını söyle. | Open Subtitles | إنظر في عيني مباشرة و أخبرني أنه لا علاقة لك بمقتل (ماسي). |
Bu kudreti kullandığımda Foley ağzının payını alıp, gözümün içine bakacak. | Open Subtitles | وعندما أظهرها، سيكف (فولي) عن مضايقتي وينظر في عيني مباشرة |