İkinizin aynı odada olabileceğini hiç düşünmemiştim. | Open Subtitles | حسناً, لم أظن أنكما ستجتمعان في غرفة واحدة |
O salakla aynı odada olmaya bile tahammülüm yok. | Open Subtitles | لا أستطيع التواجد في غرفة واحدة مع ذلك المغفل |
Seninle aynı odada kalabildiğim tek zamanlar başka birisi olduğun zamanlardı. | Open Subtitles | الطريقة الوحيدة التي يمكننّي التواجد في غرفة واحدة معك كانت عندما كنت شخصاً آخر |
Güvenlik kameralarımız yeniden devreye girene kadar tüm rehineleri bir odada tutmamız gerekiyor. | Open Subtitles | يجب أن نجمع كل الرهائن في غرفة واحدة حتى نقوم بإصلاح كاميرات المراقبة |
Güvenlik kameralarımız yeniden devreye girene kadar tüm rehineleri bir odada tutmamız gerekiyor. | Open Subtitles | يجب أن نجمع كل الرهائن في غرفة واحدة حتى نقوم بإصلاح كاميرات المراقبة |
Onları bir odaya koyup çekişmelerini sağlayacağız. | Open Subtitles | ضعهم في غرفة واحدة وأجعلهم يزايدوا بعضهم على بعض |
Epey sıkışacağız gibi sanki? Onca kişi tek göz odada falan... | Open Subtitles | تبدو ضيقة جداً أعني، جميعنا في غرفة واحدة |
Eğer elçi bir şeytanla aynı odada ise... | Open Subtitles | . . لو أن هناك نبي و شيطان في غرفة واحدة |
Ed Banger'la aynı odada olduğumuza inanamıyorum. | Open Subtitles | لا أصدق أني كنت في غرفة واحدة مع إيد بانجر |
Ve bir odada yaşıyorduk, aynı odada yatıyorduk o küçük stüdyo dairede sonra bir keresinde otuzbir çekmekle ilgili şakalar yapmaya başladı. | Open Subtitles | وكنا نعيش في غرفة واحدة كنا ننام في غرفة واحدة تلك شقة الاستوديو الصغيرة وهكذا مرة واحدة، بدأ يمزح حول الاستمناء |
Evet, masrafları kısmak için biz de aynı odada kalırız. | Open Subtitles | نعم.. ونحن سنبيت في غرفة واحدة لنقلل المصاريف |
Ve beni onun oğluyla aynı odada uyuttun. Neden? | Open Subtitles | جعلتِني أنام مع طفله في غرفة واحدة, لماذا؟ |
Benimle iki dakika aynı odada duramıyorsun, bu mudur? | Open Subtitles | لا يمكنك تحمل البقاء معي في غرفة واحدة لدقيقتين أليس كذلك؟ |
Bu kişileri aynı odada toplamanın ne kadar zor olduğunu biliyor musun? | Open Subtitles | أتعلمين بالجُهد الذي بُذل لجمع أولئك الناس في غرفة واحدة معًا؟ |
Sadece onunla aynı odada bulunmam gerek böylece yüz yüze konuşabiliriz. | Open Subtitles | أريد فقط أن أختلي به في غرفة واحدة كي أتحدث إليه وجهاً لوجه |
Böyle samimi ve birbirine yakın seyahat etmek yani bir odada kamp kurar gibisiniz. | Open Subtitles | السفر في الفصول الدافئة، قريب جدا من الربع أعني أنت نوعاً ما تخيم في غرفة واحدة. |
Buralarda iki üç aile bir odada yaşar. Okul yok, iş yok. | Open Subtitles | انظر حولك، هؤلاء يعيشون عائلتين أو ثلاث في غرفة واحدة |
Pek çok köylüyü merak ettirmiş. Onları aynı anda bir odada toplamış ve değerli eşyalarını almaya çalışmış. | Open Subtitles | جذب فضول الكثير من الأشخاص المحليين ووضعهم في غرفة واحدة في ذات الوقت |
Sağlığı iyi değilmiş ve emekli maaşıyla tek bir odada geçinmeye çalışıyormuş. | Open Subtitles | صحتها تدهورت، تعيش في غرفة واحدة وتنفق من معاشها التقاعدي |
bir odaya tıkınmanın bizi güvende tutacağını mı sanıyorsun? | Open Subtitles | هل تخالين تواجدنا في غرفة واحدة يجعلنا آمنيين؟ |
İki insanı uzun süre bir odaya kapatırsan nihayetinde düzüşeceklerdir. | Open Subtitles | فعندما تجمعين شخصين في غرفة واحدة مدّة كافية من الزمن... سيتضاجعان في النهاية |
Hepimiz bir odaya nasıl sığacağız? | Open Subtitles | كيف سنعيش جميعنا في غرفة واحدة ؟ |
tek göz odada yaşarız, demiryolunun karşısında. | Open Subtitles | نعيش في غرفة واحدة قرب سكة الحديد |