Tedavinin yokluğunda annenin bir sonraki çocuğunun ölme ihtimali 7 kat daha fazla. | TED | في غياب العلاج، الأم لديها فرصة أكبر بسبع أضعاف أن يموت رضيعها القادم. |
Pekâlâ, benim tarafımdan Führer'in yokluğunda düzenlenen askeri mahkeme, cezalarınızı açıklayacak. | Open Subtitles | عظيم , محكمة حربية انعقدت بواسطتي في غياب الفيورر سنعلن العقوبة |
Aslında bu makinaların yokluğunda Chris'te olduğu gibi ciddi anlamda yavaşlama gerçekleşir. | TED | في الحقيقة، سيكون حقاً، في غياب هذه الماكينات، قد أحدث حضوراً هنا، كريس، حقيقة ، ضئيل جداً. |
Einstein, hiç madde yokken uzayın dümdüz olduğunu söyledi. | TED | حيث قال أينشتاين بأن الفضاء مستو و أملس، في غياب وجود المادة. |
Kod olmayınca, çünkü, bilirsiniz, video oyun şirketleri bazı durumlarda çok cana yakın değiller, kod olmayınca, şirketle olan ilişkiyi de ediniyoruz. | TED | في غياب القانون، لأنه، كما تعلمون، شركات ألعاب الفيديو ليست وشيكة جداً في بعض الحالات، في غياب ذلك، نكتسب العلاقة مع الشركة. |
Yine biliyoruz ki bir terapinin yokluğunda bu bebeklerin yarısı 2 yaşına bile ulaşamadan ölüyor. | TED | كما نعرف أنه في غياب العلاج فلن يعيش نصف هؤلاء الأطفال ليبلغوا عمر السنتين |
Kocanızın yokluğunda burada benim güvenli biri olmamamdan mı korktunuz? | Open Subtitles | ربما ظننتي أنكِ لن تكوني بأمان معيّ في غياب زوجكِ ؟ |
Nasıl yapabildin, Efendinin yokluğunda... yardımcısı ve idare memuru arasında gerçekleşen rüşveti bilemedin. | Open Subtitles | لماذا تتغاضى عن فساد نائبك ومتصرف المقاطعة، في غياب الأمير؟ |
Konuşamazsın, ama kocamın yokluğunda öp beni. | Open Subtitles | لا تستطيع الكلام، لكن يمكنك أن تقبلني في غياب زوجي |
Kral'ın yokluğunda, sarayda çok fazla saldırı ve kötü niyetli işler oldu. | Open Subtitles | في غياب الملك كان هناك الكثير من الحقد والعنف في البلاط |
- Kaptan'ın yokluğunda sorumluluk sizde efendim! Kubbe'de kalmanız gerekiyor! | Open Subtitles | أنا ذاهب للمساعدة , في غياب الكابتن أنت المسؤول يجب أن تبقى في القبة |
Majesteleri'nin yokluğunda sırtınızda ağır bir yük taşıdığınızı biliyorum. | Open Subtitles | أنا أعلم أنك تحمل عبئا ثقيلا في غياب صاحب الجلالة |
Beyler, hazır program yokluğunda, bu gece sizi eğlendirmek için ipleri elimize aldık. | Open Subtitles | يا ساده في غياب وجود اي اجنده اخذنا الفرصة كي نقدم بعض التسلية هذه الليلة |
Challenger'e ne olduğuyla ilgili, detaylı bilgilerin yokluğunda | Open Subtitles | في غياب معلومات مفصلة, عما حدث للتشالنجر |
Piroliz. ...maddenin oksijen yokluğunda termokimyasal ayrışmasına denir. | Open Subtitles | الانحلال الحراري هو تحلل كميائي حراري للمواد في غياب الاكسجين |
Yani bu sağduyu yokluğunda, siz çocuklar bir karara vardınız. | Open Subtitles | إذا ، في غياب المنطق السليم أنتم أيها الرجال فكرتم بهذا |
Eğer Fransa'ya seyahat edip, diğer Kardinalleri toplayıp bir konsül oluştursam ve Papa'nın yokluğunda kilisenin işlerini yürütsem nasıl olur? | Open Subtitles | إذن، لنفترض أنني كنت مسافراً إلى فرنسا وأجمع الكرادلة في المجلس سوياً، تعلمون، لتسيير أعمال الكنيسة في غياب البابا؟ |
Yani bir anlamda, Bay Green yokken... patron benim denebilir. | Open Subtitles | يمكنكي أن تقولي أني الرئيس في غياب السيد جرين |
Çoğu sahne o yokken çekildi. | Open Subtitles | عدد من المشاهد الأساسية تم تصويرها في غياب مارلين |
Ev, David olmayınca bizim için fazlasıyla büyük ama o kadar bağlandık ki bu eve. 1953'te aldık. | Open Subtitles | المنزل متسع علينا جدا في غياب دافيد عنا لكننا متقاربين عاطفيا جدا لقد اشتريناه في عام 1953 |
Sevgili oğlu Mason'ın ölümünün akabinde meşru bir erkek varisin olmaması durumunda tek yararlanıcı Güney Baptist Kurultayı olacak. | Open Subtitles | (علي وفاة ابنه المحبوب (ماسون في غياب وريثة ذكر المشروعة يجب أن يكون المستفيد الوحيد في اتفاقية المعمدانية الجنوبية |