Bu yarışmada başarılı olmak istiyorum... ve kalbimde kardeşim Ying'in aziz sözleri var. | Open Subtitles | أستهدف القيام بجيد في المنافسة و عزت كلمات الالأخت يينج العمق في قلبي. |
Giselle adlı Avusturyalı bir kızla tanışmıştım. kalbimde parmak izini bıraktı. | Open Subtitles | التقيت بفتاة نمساوية كان اسمها جيزيل وقد تركت بصمتها في قلبي |
Bir beş yıl daha sonra, kalbimde bağışlama gücünü buldum. | Open Subtitles | وبعد خمس سنوات اخرى , وجدت القوة في قلبي للمغفرة |
Kalbimdeki bu intikamla zaman göz açıp kapayıncaya kadar geçti. | Open Subtitles | مع رغبة الثأر التي في قلبي مرّ العقد كطرفة عين |
Aklım ve Kalbim pişmanlık duymadan geriye dönüp bakabileceğim daha zengin ve gerçek bir hayata vesile olacağını da biliyor. | TED | وأعلم في قلبي وعقلي أيضاً أن كل الصعوبة ستؤدي إلى حياة غنية وأصيلة يمكنني تذكرها دون ندم. |
Şimdi ise o günler kalbimde derin bir yara gibi. | Open Subtitles | والآن أشعر تلك الأيام مثل شيء ما حاد في قلبي |
Kafamda ve kalbimde ona söylemek istediğim çok şey vardı. | Open Subtitles | هناك الكثير من الاشياء في قلبي ورأسي اردت اخباره بها |
Ve bu ebediyen kalbimde saklayacağım birşey. | TED | وهذا شيء جعلته شعار لي طيلة حياتي وحملته في قلبي |
Aklımda ve kalbimde ileride zor, acılı ve rahatsız edici günlerin olacağını biliyorum. | TED | أعلم في قلبي وعقلي أن هناك أيامًا أصعب في انتظاري. |
Ne yazık ki 2005 yılında hafif uçak kazasında öldü fakat hatırası kalbimde yaşamaya devam ediyor. | TED | ومن المحزن، أنه توفي في حادث تحطم طائرة صغيرة في عام 2005، ولكن ذكراه تعيش في قلبي. |
Bir gün annemle dünya görüşümün değişmesi ile ilgili konuşurken, bana hayatım boyunca kalbimde saklayacağım bir şey söyledi. | TED | ذات يوم، كنت أتحدث إلى والدتي عن أن نظرتي للعالم قد بدأت تتغير، فقالت لي أمرا سأظل أحمله دائما في قلبي طالما حييت. |
Olimpiyatların özünü oluşturan o sözcüğü, tutkuyu hep kalbimde taşımak istiyorum. | TED | فإنني أرغب في أن أحمل في قلبي دائماً شعار هذه الأولمبياد الشغف والحب |
Yani yaptığınız işin kalbimde çok özel bir yeri var ve bu benim için çok önemli." | TED | لذا فان لعملك مكانة خاصة جدا في قلبي وهو أيضاً مهم جداً بالنسبة لي. |
Buradan gittiğimde, seni de kalbimde götüreceğim... ve her gün dua edeceğim. | Open Subtitles | حين أذهب من هنا، سأضعكِ في قلبي دائماً .. و سأذكركِ في صلوات كلّ يوم. |
Kalbimdeki bombadan bile kurtuldum. | Open Subtitles | تـخلصوا حتي مـن القُنبلة التي كانت في قلبي. |
Çünkü biliyorum ki Kalbimdeki gerçek aşkım sensin. | Open Subtitles | لأني أعرف في قلبي بأنك الوحيد بالنسبة لي |
Kalbim sızladı. Bu, edebi bir bakış açısıyla bile dünyaya nasıl yansıtıldığımızdır. | TED | أحسست بغصة في قلبي من كون هذه هي صورة العالم عنَّا حتى من منظور أدبي. |
Aklım neden şüpheyle dolu, bilmiyorum. | Open Subtitles | لكني لا أعرف لماذا مازال هناك شك في قلبي ؟ |
Tüm kalbimle tapir konservasyonunun benim gayem olduğunu biliyorum. | TED | أعرف في قلبي ان المحافظة على التابير هي رسالتي. |
Beni kalbimden vurduğun gibi seni kafandan vurmam için bir neden ver. | Open Subtitles | أجعلني أطلق النار في منتصف رأسك مثلما طعنتني في قلبي |
Sen her zamann kalbimdesin. | Open Subtitles | تعرف ، أن لديكِ دائماً مكاناً خاص في قلبي |
HEP KALBİMDEYDİN. | Open Subtitles | لطالما كنت في قلبي |
Bu hançeri kalbime saplayacağım ve tüm gerçekliğim yok olacak. | Open Subtitles | سأدفع هذا الخنجر في قلبي و سأصبح بعدها جثة هامدة |
Ancak, kalbimin derinliklerinde köyümün ötesinde bölgemin daha fazla değişime ihtiyacı olduğunu fark ettim. | TED | لكن في مكان ما في قلبي ادركت ان منطقتي خارج قريتي تحتاج تغييرا فرصة اكبر |