"في قلعة" - Translation from Arabic to Turkish

    • bir kalede
        
    • Kalesi'nde
        
    • Kale'
        
    • Kalesine
        
    • bir şatoda
        
    • kalede bir
        
    • Şatosu'nda
        
    Prenses kıyafetleri içinde ve bir kalede yaşamayı bekleyerek büyüdü. Open Subtitles بل نشأت على ارتداء فساتين الأميرات والرغبة بالعيش في قلعة
    -Kesinlikle ! bir kalede yaşamak ve hergün partide olmak hayal değil de nedir. Open Subtitles من منّا لم يحلم بالعيش في قلعة ويحتفل كل يوم.
    Onlar 1950'lerde kaldı, Amerika'nın buzul çağı, onlar harap bir kalede, fazla şişirilmiş düşmanlar. Open Subtitles اعني انهم من الخمسينات، هم آيس اميريكا عدو قد انفجر في قلعة منهارة
    Önceki gece Belvedere Kalesi'nde önemli miktarda para olduğunu anlıyorum. Open Subtitles أنا أفهم أن هناك بعض المال خطيرة في قلعة بلفيدير ليلة أخرى.
    Lord Darcy, Tower Hill'de, Aske, York Kale'sinin burçlarında asıldı. Open Subtitles اللورد دارسي في تلة البرج اسك شنق من فوق زنزانة في قلعة يورك
    Bununla ne yaptın? Bir Alman Kalesine falan mı girdin? Open Subtitles ماذا , هل قمت بعمل ما في قلعة ألمانية ؟
    Annem, babamın Fransa'daki bir şatoda yaşayan bir prens olduğunu söylerdi. Open Subtitles أمي قالت أن أبي كان أميرًا عاش في قلعة في فرنسا
    Yeşil alanlara bakan güzel bir kalede yaşarmış. Open Subtitles كان هناك ملك نبيل يعيش في قلعة جميلة بها حدائق خضراء
    Evvel zaman içinde... çok, çok uzaklarda bir kalede yaşayan... Sara isminde güzel bir kız varmış. Open Subtitles ذات مرة ، كانت هناك شابة صغيرة تسمى سارة وكانت تعيش في قلعة بعيدة ، بعيدة جدا
    Uzaklardan veya yakından, herkesin ziyaret edip gezebileceği büyük bir kalede yaşarmış. Open Subtitles كان يقيم في قلعة ضخمة يأتيها المسافرون من القريب والبعيد
    Albümü çok fazla satıldı ve şimdi bir yılan ve maymunla birlikte bir kalede yaşıyor. Open Subtitles باع نسخاً فلكية والان هو يعيش في قلعة مع حية وقرد
    Beni korumak için bir kalede artik birakacagini bekliyorum ama sen beni kamptan kampa sürüklüyorsun. Open Subtitles دائماً ما أتوقع أن تتركني في قلعة أو مكان أمن أخر ولكنك تستمر في نقلي من معسكر لأخر
    Beni korumak için bir kalede artık bırakacağını bekliyorum ama sen beni kamptan kampa sürüklüyorsun. Open Subtitles لطالماً أتوقع أنك ستتركني في قلعة أو أخرى لكي تحافظ لي ولكنك تسحبني من مخيم إلى آخر
    Dünyanın en güzel kadını oldu ve yakışıklı bir lord ile evlenip çok güzel çocuklar yaptı ve deniz kenarında bir kalede yaşıyor. Open Subtitles لقد كبرت لتصبح أجمل إمرأة وتزوجت أمير وسيم ورزقت بأطفال لطفاء وتعيش في قلعة بحرية
    Seni leydisi yapip bir kalede mi yasatacakmis? Open Subtitles أنه سيجعل منكِ سيدته؟ وسيعيش معكِ في قلعة ما؟
    Gazhanede serçe öldürmekle Brancaster Kalesi'nde orman tavuğu vurmak aynı değil. Open Subtitles قتل العصافير في مصانع الغاز غير مماثل لصيد الطهيوج في قلعة برانكاستر
    O kadar memnundunuz ki az ücret aldığınızı ve beğenilmediğinizi söyleyip Leoch Kalesi'nde uygun bir pozisyon için bilgi almak isteyerek Bay Duncan'ı ima ederek şöyle demişsiniz. Open Subtitles عجباً أنت قنوعه تتسآئلين بشأن مكانتكِ في قلعة الليوخ بأنكِ لاتتقاضين اجور جيده ولايتم تقديركِ
    Köyün yukarısında bir Kale de yaşıyorsun. Open Subtitles وهي لا توّصل لأي مكان أنت تعيش في قلعة أعلى القرية
    Jeremy, söz verdiğim gibi seni Roman'ın Kalesine soktum. Open Subtitles جيريمي، وأنا قد أدخلتك في قلعة روماني كما وعدت
    1922 martında böyle bir şatoda bir gece kaldım. Open Subtitles في عام 1922 قضيت ليلة مثل هذه في قلعة تقرب جينازو رأينا طفلة صغيرة تحمل شمعة في قلعة زوجة أخي
    Bir zamanlar, çok uzakta olan bir ülkedeki kalede bir prenses varmış. Open Subtitles ذات مره كان هناك أميره عاشت في قلعة من أرض بعيدة.
    Bu yeni yaklaşımın etkisi Windsor Şatosu'nda kilitli duran vücutlarda görülebilir. Open Subtitles تأثير هذا المدخل الجديد يتضح في الأجساد المحبوسة في قلعة ويندزور

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more