"في كوريا الشمالية" - Translation from Arabic to Turkish

    • Kuzey Kore'de
        
    • Kuzey Kore'deki
        
    Kuzey Kore'de olan savaşın tamamen Amerika'nın suçu olduğunu anlayamıyor. Open Subtitles التي الحرب في كوريا الشمالية كان كليّا العيب الولايات المتّحدة.
    Kuzey Kore'de romantik aşk kavramı yok. TED مفهوم الحب الرومانسي مفقودٌ في كوريا الشمالية.
    Kuzey Kore'de düşünmekten bile korkuyordum. TED حتى أنني كنتُ أخشى التفكير في كوريا الشمالية.
    Fakat Kuzey Kore'deki hayatımın normal olduğunu sanmıştım. TED لكن إعتقدت بأن حياتي في كوريا الشمالية كانت طبيعية
    Her boşluk Kim İl-Sung ve Kim Jong-İl'in portreleriyle doldurulmuştu, Kuzey Kore'deki diğer her yer gibi. TED وكل جهة فارغة كان يتم تغطيتها بصور كيم ال سونغ و كيم جونغ ال، ككل مكان في كوريا الشمالية.
    Yani kötü kuralların varolmasının sebebi sadece Kuzey Kore'de olduğu gibi, yönetimin aşırı güçlü ve baskıcı olması değil. TED القوانين سيئة ليس لمجرد أن الحكومة قوية جدا وقمعية ، كما هو الحال في كوريا الشمالية.
    Kuzey Kore'de hiç bir şey göründüğü gibi değil. Open Subtitles في كوريا الشمالية لا تأخد الأمور بظواهرها
    Neredeyiz biz, Kuzey Kore'de mi? Open Subtitles ما هذا؟ هل نحن في كوريا الشمالية اللعينة؟
    Kuzey Kore'de de Kang Woo gibi iyi bir aktörün olmasının mümkün olacağı sonucuna vardık. Open Subtitles وجدنا انه من المستحيل ان يكون عندنا ممثل جيد مثل كانغ وو في كوريا الشمالية
    Şirketim Kuzey Kore'de kısa süreliğine bir laboratuvar açmıştı ve bunu yapmıştık ama sonra sattık hemen! Open Subtitles شركتي دعمت معمل في كوريا الشمالية لفترة صغيرة وهذا فعل لكننا بعناه
    Ah Kuzey Kore'de güzel marketlerimiz vardır. Open Subtitles أوه، عندنا بقالة جميلة المخازن هنا في كوريا الشمالية.
    Birkaç saat içerisinde Vanadyum Kuzey Kore'de olacak ve bütün yaptığın bir hiç için olacak. Open Subtitles في غضون بضعة ساعات سيكون الفيناديوم في كوريا الشمالية وكل ما فعلتيه سيكون من أجل لا شيء
    Kuzey Kore'de doğdum ve orada büyüdüm. TED ولدت و نشأت في كوريا الشمالية
    Kuzey Kore'de tıpkı babam gibi açlıktan ölebilirdim, ya da Çin'e kaçarak en azından daha iyi bir hayat için deneyebilirdim. TED كان من الممكن أن أموت جوعاً مثل والدي في كوريا الشمالية أو على الأقل أستطيع أن أحاول في سبيل الحصول على حياة أفضل بالهرب إلى الصين
    2011'de, Kim Jong-İl'in hayatının son altı ayı boyunca gizli bir şekilde Kuzey Kore'de yaşadım. TED في عام 2011- اخر 6 اشهر في حياة القائد كيم جونج إل- عشت متخفية في كوريا الشمالية.
    Adaletsizlik altında yaşayan insanlar için bir etki yaratmak istedim. Böylece belgeselci gazeteci oldum ve Kuzey Kore'de 140 gün mahkum olarak tutulmama sebep olan da bu, yani benim işim. TED أردت أن يكون لي تأثيري الخاص لأجل الذين يعيشون تحت وطأة الظلم؛ ولهذا السبب أصبحت صحفية وثائقية. ولهذا السبب أصبحت أسيرة في كوريا الشمالية لمدة 140 يومًا.
    Raporundan okuduğum kadarıyla Kuzey Kore'de esir düşmüşsünüz. Open Subtitles أفهم من قراءة مُلخّصكِ "كلاكما كان مُعتقلاً في "كوريا الشمالية
    O an, ...yani Kuzey Kore'de olanlar durumu zorlaştırıyor. Open Subtitles .. تلك اللحظة " ما حدث في " كوريا الشمالية جعل الأمور أصعب
    İnsanları karanlıkta bırakan şeyin Kuzey Kore'deki kurallar olduğunu öğrenmek sizi şaşırtmayacaktır. TED الآن ، فلن تستغرب أن النظام في كوريا الشمالية يترك الناس هناك في ظلام.
    Kuzey Kore'deki herkes izliyor olacak. Open Subtitles كلّ شخص في كوريا الشمالية سيراقب.
    Kuzey Kore'deki ajanınıza haber verin. Open Subtitles " عميلك في " كوريا الشمالية يجب أن يعلم

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more