Böyle durumlarda yumuşak kalpliyimdir. | Open Subtitles | يبدو أنني أصبح رحيمة جدا في مثل هذه المواقف |
Şansım varmış, Böyle durumlarda ne yapılacağını filmlerden öğrendim. | Open Subtitles | لحسن الحظ الأفلام علمتني ماأفعله بالضبط في مثل هذه المواقف |
Böyle durumlarda hep aradığın şeyi. | Open Subtitles | عن ماذا تبحثين دائماً في مثل هذه المواقف |
Bu gibi durumlarda her zaman yaptığım şeyi yapmaya- | Open Subtitles | لأفعل ما أفعله دائماً في مثل هذه المواقف |
Patronlar Bu gibi durumlarda ne yapar? | Open Subtitles | ماذا يفعل الرؤساء في مثل هذه المواقف ؟ |
Bu gibi durumlarda Dr.Brennan, nasıl bir alet kullanırdı? | Open Subtitles | الآن ما هي المعدات (التي تحتاجها د. (برينان التي تستخدم عادةً في مثل هذه المواقف |
Böyle durumlarda işlettikleri rutin bir prosedürleri vardır. | Open Subtitles | أظنُّ أنَّ لديهم نظام يُتّبع في مثل هذه المواقف |
Tamam, Böyle durumlarda, sizin gibi hastalara Bilinmeyen Kişi deriz, ama bence bu çok samimiyetsizce, bu yüzden size Roger Templeton diyeceğim. | Open Subtitles | حسناً، نشير إليك في مثل هذه المواقف مجهول الهوية لكن أعتقد أن ذلك غير شخصي (سأدعوك (روجر تيمبلتون |
Bu gibi durumlarda normalde umut aşılayan sen olurdun. | Open Subtitles | {\pos(190,220)}في مثل هذه المواقف تكون عادة مِعطاء الأمَل. |