ama fark ettim ki bu kadar büyük bir şeyi erkenden planlamaya başlamak kimseye zarar vermezdi. | TED | ولكنني اكتشفتُ، لن يضر البدء في التخطيط من أجل شيء كبير جدًا، في مرحلة مبكرة جدًا. |
Görüştüğüm insanlardan birisi depresyonu ölüyor olmanın yavaş bir yolu olarak tanımladı, ve bunu böyle erkenden duymak benim için iyi bir şeydi çünkü bana yavaş yavaş ölüyor olmanın hakikaten ölüme götürebileceğini hatırlatmıştı, ve bu ciddi bir meseleydi. | TED | أحد أوائل الأشخاص الذين قابلتهم قد وصف لي الاكتئاب على أنه طريقة بطيئة للموت، و كان سماع ذلك في مرحلة مبكرة أمر جيد لأنه ذكرني بأن هذه الطريقة البطيئة للموت يمكن أن تؤدي فعلاً إليه، بأنه أمر خطير. |
Babamla annem hep sıkıntının bizde değil, dış dünyada olduğunu fakat bunu değiştirebilecek güçte olduğumuzu düşünürlerdi. Ben de erkenden yapmaya başladım. | TED | لكن أبي وأمي كان لديهما دائمًا شعور بأنه ليس خطأنا بل العالم الخارجي، ولكن أنت لديك القدرة عندما تكبر لتغيره، وبدأت بفعل ذلك في مرحلة مبكرة جدًا. |
Göğüsteki kitleleri tespit etmek, incelemek ve bizim onu gördüğümüzden daha erken bir aşamada müdahale etmek için dört ya da beş fırsat. | TED | أربعة أو خمسة فرص لرؤية التكتلات في الثدي ولمسها, للتدخل في مرحلة مبكرة عن ما رأيناها. |
Annem okulu oldukça erken bıraktı. Çünkü annesi, benim anneannem okul ihtiyaçlarını karşılayamadı. | TED | تركت والدتي المدرسة في مرحلة مبكرة جدًا لأن والدتها، جدتي، لم تستطع توفير ثمن تعليمها. |
Bu tarz teknoloji erken teşhis olanağını kaçıran insan sayısını önemli ölçüde azaltacaktır. | TED | يمكنُ لمثل هذه التقنية التقليل وعلى نحو كبير من عدد الناس الذين تملصوا من التشخيص في مرحلة مبكرة للسرطان. |
Bugün sizlerle paylaştığım araştırma bu yeteneğin tam bir cümleyi bile dile getirmeden önce veya lazımlık eğitimli de olsak gelişimde erkenden belirdiğini gösterir. | TED | البحث الذي شاركته معكم اليوم يشير أن هذه القدرة تظهر في مرحلة مبكرة من عملية النمو، حتى قبل مقدرتنا على تركيب جملة متكاملة أو التدرب على استخدام النونية. |
Endüstriyel gelişimin erken safhasındaki büküm öncesi bir medeniyete benziyor. | Open Subtitles | يبدو أنها حضارة ما قبل اكتشاف السرعة الهائلة، في مرحلة مبكرة من التنمية الصناعية. |
Nadir olan erken gebelik değil. | Open Subtitles | ليس من غير المألوف في مرحلة مبكرة من الحمل |
Ama bu erken aşamada burada olmamın asıl nedeni araştırmamıza göre arazinizin büyük ümit vaad etmesi. | Open Subtitles | لكن السبب الفعلي لوجودي هنا في مرحلة مبكرة هي ابحاثنا تشير بأن لديك قطعة ارض فيها فعلاً حقول عالية |
Ben en şiddetli olarak erken platoda gözlemledim. | Open Subtitles | انا رأيتها في الاغلب في مرحلة مبكرة من المرتفع |
Bir göz atalım mı ne dersiniz? Aslında henüz biraz erken. | Open Subtitles | هل تريد أن تأخذ نظرة خاطفة؟ حسنا، فإنه لا يزال في مرحلة مبكرة. |