Daha da kötüsü Bu cenahta başka bir fahişe olması. | Open Subtitles | كلا,السيء للغاية هو أنه لاتوجد عاهرة أخرى في هذهِ القذارة |
Yani ekmek veya Bu olayda muffin Bu olay için biçilmis kaftan. | Open Subtitles | لذا الخبز، أو في هذهِ الحالة الكعكات هي الموصل المثاليّ لفطر التوهّم. |
Son bir ay içinde Bu bölgedeki üçüncü ev istilası Bu. | Open Subtitles | هذا هو ثالث اقتحام منزلي في هذهِ المنطقة في الشهر الأخير |
Son bir ay içinde Bu bölgedeki üçüncü ev istilası Bu. | Open Subtitles | هذا هو ثالث اقتحام منزلي في هذهِ المنطقة في الشهر الأخير |
Bu kasabada insanlar gece gündüz ailem hakkında kötü şeyler söylüyor. | Open Subtitles | سريّة؟ يتحدث الناس بقذارة عن عائلتي ليلاً ونهاراً في هذهِ البلدة |
Neden en kötü, en korkunç şeyler hep Bu lanet kasabada oluyor? | Open Subtitles | أقصد، لمَ أكثر الأشياء فظاعة وبشاعة تظل تحدث في هذهِ البلدة المنبوذة؟ |
Önemli olan Bu davalar üzerinde çalışırken iyiyim tamam mı? | Open Subtitles | المهم هو أنّني جيّدة في العمل في هذهِ القضايا، حسناً؟ |
Yani ekmek veya Bu olayda muffin Bu olay için biçilmiş kaftan. | Open Subtitles | لذا الخبز، أو في هذهِ الحالة الكعكات هي الموصل المثاليّ لفطر التوهّم. |
Bu son Üç hafta içinde bölgede ki lüks yatlara yapılan üçüncü baskındı. | Open Subtitles | هذه الغارة الثالثة على اليخت السياحي في هذهِ المنطقة في الأسابيع الثلاثة الماضية |
Bu masada üçkâğıt döndüğünü anlayabilecek kadar çok oturduğumu sanırdım. | Open Subtitles | ظننتُ انني كنتُ في هذهِ الجلبة بما يكفي لألحظَ حيلة |
Bu savaş, Bu odadaki baylar ve bayanlar tarafından yapılacak sessiz bir savaştır. | Open Subtitles | كانت حربًا مقدر لها السير بهدوء مِن قبل الرجال والنساء في هذهِ الغرفة |
Bu dava hakkında fikrini sunan herkese böyle mi davranıyorsun? | Open Subtitles | أنكَ تُمزق كل شخص يكتشف او يُساعدكَ في هذهِ ألقضيه؟ |
Bu zor günlerde elimizdekilere şükretmeyi ve sahip olamayacaklarımızı istememeyi lütfen bize hatırlat. | Open Subtitles | و نرجوكَ أن تذكّرنا في هذهِ الأوقات العصيبة... . أن نكون شاكرين لعطائك... |
Ben de Bu sırada bazı ön görüşmeler yapıyorum. | Open Subtitles | في هذهِ الأثناء، أقومُ ببعضِ المُقابلات الأولية |
Yaptım, çünkü Bu küçük kasabada saplanıp kaldım. | Open Subtitles | سأفعلها، لأني لا أريد أن أعلق في هذهِ القرية السخيفة. |
Çekilmemelisin, yapılması gereken şey Bu. | Open Subtitles | , عليك أن تبقى في هذهِ القضية إنّه عين الصواب |
Tüm geleceğini Bu yolculukta batırdın. | Open Subtitles | لقد غرقت كل ثروتك في هذهِ الرحلة البحرية؟ |
Bu kesin olmayan zamanlarda, bir Birleşik Devletler parlamentosu üyesi satın almak bir şirketin yapabileceği en iyi yatırımlardan biri. | Open Subtitles | في هذهِ الأوقات المضطربة الإفتداء بعضو كونغرس الولايات المتحدة هو واحد من أفضل الإستثمارات التي يمكن أن تصنعها الشركة |
Bu şirkette bir pozisyonda olup olmayacağına bakacağım. | Open Subtitles | ..سأرى ما إذا كانت هناك وظيفة لك في هذهِ الشركة |
Ya Bu kez doğru kararları alırsam? | Open Subtitles | ماذا لو أمكنني القيام بأمور في هذهِ اللحظة ؟ |