"في وضع" - Translation from Arabic to Turkish

    • durumda
        
    • modunda
        
    • bir durumdayım
        
    • duruma
        
    • bir durumdayız
        
    • konumda
        
    • bir yerde
        
    • bir durumdasın
        
    • bir pozisyonda
        
    • moduna
        
    • koymayı
        
    • bir durum
        
    Yani bu gene sahipseniz, ve oldukça fazla şiddet görmüşseniz belirli bir durumda, bu tam anlamıyla felakete davetiye çıkarmaktır TED ولذا، اذا كان لديك ذلك الجين، ورأيت الكثير من العنف في وضع معيّن ، هذا هو وصف الكارثة، كارثة مطلقة.
    Yatıştırıcı işe yarıyor. Kalp atışı ve basıncı sabit durumda. Open Subtitles يبدوا أن المسكنات تعمل نبضات القلب والضغط في وضع مستقر
    Romo uyandığında, kukla modunda oluyor. TED عندما يستيقظ رومو، يكون في وضع المخلوق.
    Kötüyüm. Gerçekten kötü bir durumdayım. Open Subtitles حسناً , هذا حقاً سيئ الآن أنا حقاً في وضع صعب الآن
    Bay Gondo zor duruma düştü... ama herkes onu çok takdir ediyor. Open Subtitles .. السيد كوندو في وضع مالي صعب و لكن الجميع معجب به
    ya da bir uzaylı teknolojisini ortaya çıkarabilecek bir durumdayız. TED نحنُ في وضع يمكنُ أن يظهر للعيان لتكون ظاهرة طبيعية لا نفهمها أو تقدم تكنلوجي فضائي لا ندركه.
    Tartışmayı gerçekten hızlandıracak konumda olan birkaç kişiden birisin. TED أنت من بين الأشخاص القليلين الذين هم في وضع يسمح لهم حقا بالتناظر.
    Hayır senin hayatınla, boşanma arasında tuhaf bir yerde olduğunu düşünüyor. Open Subtitles لا، هي تعتقد أنّك في وضع غريب في حياتك بسبب الطلاق
    Evet, çünkü sen ilişkiler konusunda tavsiye vermek için harika bir durumdasın. Open Subtitles نعم , لأنكِ في وضع جيد كي تعطي نصائح عن العلاقات
    - Diğerlerinden daha değişik bir pozisyonda olduğunu son defa hatırlatayım. Open Subtitles دعني اذكرك للمرة الأخيرة انت في وضع مختلف عن الطلاب الآخرين
    Şiirlerim ruhumdur. Beni çok sıkıntılı bir durumda bıraktın, Edward. Open Subtitles قصائدي هي روحي لقد وضعتني في وضع حرج يا ادوارد
    Dur bir dakika. Hayır, hayır. O kimseyi zor durumda bırakmıyor. Open Subtitles حسناً , توقفِ , إنها لا تترك الجميع في وضع مترنح
    "Sal iyi durumda. Yola devam ediyoruz ve moralimiz yüksek" Open Subtitles الطوف في وضع جيّد ، نحن في طريقنا والمعنويات مرتفعة
    Çok tehlikeli bir durumda bulunuyoruz ve eylemlerimizi çok dikkatli planlamamız gerekiyor. Open Subtitles ونحن في وضع خطر جدا ويجب علينا التعامل معها على هذا النحو.
    Arkadaşının korkunç bir durumda olduğunu biliyorum ama bu önemli. Open Subtitles أعلم بأن صديقتك في وضع مريع ولكن هذا مهم أيضا
    Bu füze için beraber olmaları ve bekle-ve-gör modunda yayılmamaları gerekiyor. Open Subtitles لابد أن يكون لديها نتائج البحث عن هذا الصاروخ, وليست في وضع الانتظار فقط
    Sonra ödeşiriz, yavrum. Şu an çok acayip bir durumdayım. Open Subtitles أما الآن فأنا في وضع شديد الصعوبة في الحقيقة
    Sizi asla yaşamayabileceğiniz bir duruma hazırladığımı mı ima ediyorsunuz? Open Subtitles هل تفترض أننا وضعناك في وضع لم نختبره من قبل
    Berbat bir durumdayız ve elimizden gelenin en iyisini yapmalıyız. Open Subtitles إننا في وضع سيء ويجب علينا أن نفعل الأفضل.
    Hayır, biz sadece başımıza her ne geliyorsa filme çekeceğiz ve sonra boktan, garip olaylar olduğunda bunu gelecek kuşaklara aktarabilmek için en mükemmel konumda olacağız. Open Subtitles كلا , سنصور فقط كل ما يحدث معنا وعندما تحصل أي أشياء لعينة معنا سنكون في وضع ممتاز لالتقاطه من أجل الأجيال القادمة
    BG: Rakamların özellikle yurt içinde siyasi değişimlere dönüştüğü bir yerde gibi görünüyoruz. TED برونز خيوساني: يبدو أننا في وضع حيث تتحول الأرقام إلى نوبات سياسية ولا سيما على الصعيد المحلي.
    Kaldı ki sen çok az kişinin olduğu bir durumdasın. Open Subtitles ولكن أنت في وضع قلة وصلوا إليه
    Emir verecek bir pozisyonda olduğunu düşünmüyorum. Ya sen? Open Subtitles لست أظن أنك في وضع يخول لك اصدار الأوامر
    Şimdilik gizlenme moduna geçmenizi ve buradan uzak durmanızı öneririm. Open Subtitles حسناً، للوقت الحالي، سأبقى في وضع التخفى وأبتعد عن هُنا
    Bir an için sadece barut değil de, saçma da koymayı düşünmüştüm. Open Subtitles للحظة، كنتُ أفكر في وضع كرة بندقية و ليس فقط البارود
    Zor bir durum içerisinde olduğumuzu biliyorum ama sana bir emir veriyorum. Open Subtitles انا علم اننا في وضع صعب هنا لكنني اعطيك امر

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more