"فِعلاً" - Translation from Arabic to Turkish

• Gerçekten

Gerçekten kalbinden benim böyle bir sey yapabilecegim geçti mi?
لقد ظَننتَ فِعلاً بقَلبِك أني يُمكنني أن أقومَ بشيءٍ كهذا؟

Hatırladığım şeyin Gerçekten olup olmadığını bile bilmiyorum.
لستُ مُتأكداً إذا كانَ ما أتذكرُه حدَثَ فِعلاً أصلاً

Gerçekten bu bölümü değiştirdin, bir cennete.
لقد حَوَّلتَ فِعلاً هذه الوَحدَة إلى نَعيم

Gerçekten benimle mi konusuyorsun?
أنتَ فِعلاً تَقولُ كَلِمات تَقصِد بِها أن تَسمَعَها أُذُناي؟

Ama kendimize karşı Gerçekten dürüst olabilirsek çoğu zaman planlarımız umut ettiğimiz gibi sonuçlanmaz.
لكن لو كُنـا فِعلاً صادقين مع أنفُسِنا فبأكثر الأوقات لن تعمل خُططنا كما كُنا نأمل

Ona işkence edip bununla ilgili gerçekleri ortaya çıkarmamı Gerçekten istiyor musunuz?
أترغبُ مني فِعلاً بِأن أقوم بِتعذيبه و أظهار الحقيقة بِشأن ذلك

Güzel. Bunu Gerçekten çok sevdim.
هذهِ عبارةٌ جميلة , تروقُ لي فِعلاً.

Evet, Gerçekten de mutlu görünüyorsun.
اللعنة عليّ، أنتَ فِعلاً تبدو سعيداً

Bana Gerçekten üzgün olduğunu kanıtlamak için.
سيَجعلُني أُصَدِّق أنكَ آسفٌ فِعلاً

Gerçekten kafasını kesemez değil mi?
هي لا تستطيع فِعلاً قَطعَ رأسِه، صحيح ؟

Sadece son birkaç dakika içinde, bu Gerçekten...
فقط فى الدقائِق الأخيرة، إنهُ فِعلاً..

Gerçekten buradaki enerjiyi hissedebilirsiniz.
يُمكنك فِعلاً الشعور بالطاقة هُنا

Bu Gerçekten de doğru.
إنه حقيقى, فِعلاً حقيقى.

Gün batımında Gerçekten özgür bir adam olabilirim.
.. يُمكنني أن أكونَ فِعلاً رجلاً حُراً... .

Sizi Gerçekten acıtır.
ما أنتَ عليهِ فِعلاً

Öyleyse Gerçekten korkaksın demektir.
إذاً أنتَ جبان فِعلاً

Gerçekten gidiyoruz.
هيّا، سنذهب فِعلاً.

Gerçekten muhteşem.
هذا فِعلاً عظيم

Gerçekten çok aptalsın.
هل أنتِ فِعلاً بذلك الغباء؟

Cesurca ama Gerçekten salakça. - Sullivan.
أنتِ شُجاعة (ولكنّكِ غبيّة فِعلاً يا (سوليفان