"فِعلُه" - Translation from Arabic to Turkish

• Yapman
• yapabileceğime
• Yapabileceğim

Tek Yapman gereken bir iki ibne pataklamak.
كُلُ ما عليكَ فِعلُه هوَ أن تَغلِبَ أحدَ الشاذين

Tek Yapman gereken gerçeği çarpıtman olacak.
و كُل ما عليكَ فِعلُه هوَ تخريب الحقيقة

- Yapman gereken tek şey işine geri dönmen yoksa seni ve kardeşini kadın kıyafetleri bölümüne aldırırım.
الشيء الوَحيد الذي عليكَ فِعلُه هوَ العَودَة للعمَل، و إلا أنتَ و أخوك - ستُنقَلان لمَصنَع أثواب النِساء - لكن...

Ne yapabileceğime bakayım ama zor iş.
سأرى ما يُمكنني فِعلُه لكنهُ طلبٌ صَعب

- Tamam. Ne yapabileceğime bir bakayım.
- حسناً، سأَرى ما يُمكنني فِعلُه

Yapabileceğim bir şey olmalı.
انظُر، لا بُدَّ من وُجودٍ شيءٍ يُمكنني فِعلُه

- Güzel. - Yapman gereken sadece bilirsin,
- كُل ما عليكَ فِعلُه هوَ فقط، تعلَم

Eğer gerçekten pişmansan Beecher, Yapman gereken bu.
إن كُنتَ نادِماً حقاً يا (بيتشَر) ذلكَ ما عليكَ فِعلُه

Yapman gereken bu.
هذا ما عليكَ فِعلُه

Çok güzel. Yapman gerekeni yap, Fabien.
حسناً يا (فابين) إفعل ما عليك فِعلُه

Tamam. Ne yapabileceğime bir bakayım.
حسناً، سأرى ما يُمكنني فِعلُه

Ne yapabileceğime bir bakayım.
سأَرى ما يُمكنني فِعلُه

Ne yapabileceğime bakarım.
سأرى ما يُمكنني فِعلُه

Ne yapabileceğime bir bakayım.
دعني أرى ما يُمكنني فِعلُه

Yapabileceğim bir şey var mı?
هل هُناك أي شيء يُمكنني فِعلُه