"قادر على" - Translation from Arabic to Turkish

    • bunu
        
    • yapabileceğini
        
    • bile
        
    • onu
        
    • biri
        
    • yapabileceğimi
        
    • durumda
        
    • edebileceğini
        
    • edemez
        
    • olabilir
        
    • yeteneğine sahip
        
    • misin
        
    • mümkün
        
    • muktedir
        
    • edebilirim
        
    Şimdi, siz çoğunlukta, bense tek başıma olduğum için arkamdan bir dolap çevirebileceğinizi sanıyorsanız bunu bir daha düşünün. Open Subtitles لا اريدكم ان تعتقدوا ان العدد الكبير قادر على هزيمة العدد الصغير فتصبحون مثلا قادرون على التحكم فى الامور
    Amerika'dan, onun yerini doldurmakla kalmayıp daha iyisini yapabileceğini kanıtlayan birini bulduk. Open Subtitles الرجل الذي اثبت أنه أكثر مِن قادر على ملأ هذه الأحذية الهائلة.
    Bazıları ise hala beraber vakit geçirmekten keyif alacaklar her ikisi de artık katı yiyecek çiğneyemedikleri zaman bile. TED وبعضهم سوف واصلون استمتاعهم بصحبة بعضهم البعض عندما لا يكون اياً منهم قادر على مضغ الطعام الصلب بعد الاَن
    Eğer en yakınınızdaki kapıyı söküp onu yakalamak için daha geniş alan sağlasanız bile, onu yine de kurtaramayacaksınız. TED حتى لو انتزعت اقرب باب لكي توفر مساحة أكبر لالتقاطها به ستبقى غير قادر على انقاذها على اي حال
    Her şeyi yapabilecek güçte biri. Burada kanun ve düzen istiyorum! Open Subtitles انه قادر على فعل اي شيئ و اريد قانون ونظام هنا
    bunu yapabiliyorsam, her şeyi yapabileceğimi söylediler. Open Subtitles قالوا لو كنت قادرا على القيام بهذا فإنني قادر على القيام بأي شيئ
    Aşağıda tanıştığımız o yaşlı, tatlı şey... takma dişlerini kocasının birasına düşürmekten... daha kötü bir şey yapabilecek durumda değil. Open Subtitles ذلك الشئ الجميل الحلو الذى قابلناة بالأسفل أنه غير قادر على أى شئ أسوأ إنخِفاض أطقم أسنانها إلى بيرةِ زوجِها.
    Sen, katliamdan hemen sonra buraya gelip krallığın uyumunu altüst edebileceğini mi sanıyorsun? Open Subtitles لقد جئت هنا, ممتنعاً عن قتل بعض السُمر الفارين وتظن بأنك قادر على إفساد تناغم مملكتنا؟
    Kimse anne-babasına onlar mezardayken hizmet edemez. Open Subtitles لا احد قادر على خدمة والديه وهم في القبر
    Birkaç videoyu izledim. Haklı olduğu şeyler olabilir diye düşünüyorum. Open Subtitles شاهدت بعض تسجيلاته , ربما يكون قادر على فعل شي
    Hayır. Dostlarımızdan tarafsız kalma yeteneğine sahip birini göndermelerini rica ettik. Open Subtitles لا طلبنا من أصدقائنا ارسال شخص ما قادر على البقاء محايد
    Samantha, bunu sana kişisel olarak söyleyemediğim için özür dilerim. Open Subtitles سامنثا, آسف أني لم أكن قادر على اخبارك هذا شخصيا.
    bunu daha ilk sadık, onların evcil bir ve Kuhaylan, adı Karadeniz Antelope. Open Subtitles المخلص الاول ، الذى كان قادر على ترويض احدهم وسماه كحيلان الظبى الاسود
    O yüzden, gözümün içine bak ve bana bunu yapabileceğini söyle. Open Subtitles لذا انظر في عيني وقل لي إنك قادر على القيام بذلك
    Ve bu tip antikorlarla, artık insanların da bunu yapabileceğini biliyoruz. TED و بهذه الأنواع من الأجسام المضادة التي نعلم أن الإنسان قادر على تصنيعها.
    Eğer oraya bir şey koyarsam istediğim zaman onu oradan alabilmeliyim. Open Subtitles أضع شيأ هناك أكون قادر على أن أجده عندما أريد ذلك
    Her şeyi yapabilecek güçte biri. Burada kanun ve düzen istiyorum! Open Subtitles انه قادر على فعل اي شيئ و اريد قانون ونظام هنا
    bunu yapabileceğimi sanmıyordum. Open Subtitles قلت له: أنني لا أظن أنني قادر على فعل ذلك
    Fakat öncelikle sahip olduğumuz ekonominin bu tazr bir gelişmeyi karşılayabilecek durumda olup olmadığını kontrol etmemiz gerekmez mi? TED لكن أليس من المفترض أن نختبر أولاً نظام إقتصادنا الذى نعمل به حالياً قادر على تحقيق هذا النوع من التقدم ؟
    Baronları geri dönmeye ikna edebileceğini mi düşünüyorsun? Open Subtitles هل تظن أنك قادر على اقناع النبلاء بالتراجع؟
    Sana bir kaç resim gösterirsek, bize kızların kimliklerini söyleyebilir misin? Open Subtitles إذا جَلبنَاك بَعْض الصورِ، تَكُونُ قادر على هويةِ التي البناتِ لنا؟
    Biliyor musun, Leo, yeniden yaşamak mümkün gibi görünüyor gerçeği böyle bir dereceye kadar eşinizin deneyimi çok anlatıyor. Open Subtitles تَعْرفُ، الأسد، الحقيقة بأنّك إبدُ لِكي يَكُونَ قادر على العَيْش ثانية تجربة زوجتكِ إلى مثل هذا الدرجةِ صادقةُ جداً.
    Bize en küstahça tutkularımızı şaşırtmaya muktedir bir sesle "biz biri diğerinden daha iyi olmayan çokluğun biriyiz "diye seslenir. TED [هذا] يدعونا، بصوت قادر على إذهال أكثرعواطفنا تجرؤًا، ذلك لأننا واحد من عديد، لسنا بأفضل من الغير داخله بأي مقياس."
    Biliyorsun, sana yardım edebilirim, ancak önce sen bana etmelisin. Open Subtitles أنتِ تعرفي أنني قادر على مُساعدتكِ ولكنني أحتاج لِمُساعدتكِ أولاَ

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more