| Eğer Stanley Hall ile ilgili bir gerçek varsa, burada olması lazım. | Open Subtitles | حَسَناً، إذا هناك أيّ حقيقة عن قاعةِ ستانلي سَيَكُونُ هنا. |
| Eğer Stanley Hall ile ilgili bir gerçek varsa, burada olması lazım. | Open Subtitles | حَسَناً، إذا هناك أيّ حقيقة عن قاعةِ ستانلي سَيَكُونُ هنا. |
| Andrea Hall'a kendi hikayemizi vererek. | Open Subtitles | بتَسليم قصّتِنا الخاصةِ إلى قاعةِ أندريا. |
| Bizler bu mahkeme salonunda yaşamıyoruz değil mi? | Open Subtitles | نحن لا نَعِيشُ في قاعةِ المحكمة هذه أليس كذلك؟ |
| Mahkeme salonunda bu davranışa müsamaha gösteremem. | Open Subtitles | أنا لَنْ أُساندَ في هذا السلوك في قاعةِ المحكمة |
| Victor Hall cinayetine ait 911 araması 10:37'de yapılmış, polis ise 10:42'de olaydan hemen sonra gelmiş. | Open Subtitles | حسناً، لذا الـ911 النداء على قتلِ قاعةِ فيكتور جاءَ فيه في 10: 37 صباحاً، الشرطة كَانتْ في موقع الأحداث |
| Günü gelecek, Carnegie Hall'da çıkacak. | Open Subtitles | هي سَتَغنّي في قاعةِ C rnegie، يوم واحد. |
| Carnegie Hall konser salonundaki ilk gösterim için provadaydım. | Open Subtitles | أنا كُنْتُ أُزاولُ ل ظهوري لأول مرّة في قاعةِ carnegie. |
| Carnegie Hall olabilir mi? | Open Subtitles | في قاعةِ كارنيجي؟ |
| - Bunu Andrea Hall'a anlatın. | Open Subtitles | - يُخبرُ ذلك إلى قاعةِ أندريا! |
| Parker, Stanley Hall hakkındaki hikayenin sonunu anlatsana. | Open Subtitles | أنهِ قصّةَ قاعةِ (ستانلي)؟ حسنـاً |
| Parker, Stanley Hall hakkındaki hikayenin sonunu anlatsana. | Open Subtitles | أنهِ قصّةَ قاعةِ (ستانلي)؟ حسنـاً |
| tamam hanımım yemek salonunda bekleyin beni merak etme -tamam görüşürüz. | Open Subtitles | نعم سيدتي إنتظرْني في قاعةِ الولائم. لا تُتوتر. |
| Bundan böyle aile fertleri bekleme salonunda duracak. | Open Subtitles | من الآن فصاعداً، كلِّ أفراد العائلة سينتظرون في قاعةِ الإستقبالِ |
| - Ne? Okulun çalışma salonunda ders yapıyoruz. | Open Subtitles | نحنُ نأخذُ الدروس بالمدرسةِ , في قاعةِ الدّراسةِ |
| Mahkeme salonunda boyundan büyük işlere kalkışmış bir salak olmadığınız kesin. | Open Subtitles | من الأكيدِ أنكَ لستَ رياضيًا غبيًا. خارجًا عن مَقدراتهِ في قاعةِ المحكمةِ هذهِ. |
| Karn tecavüze ugradg için, mahkeme salonunda olumlu bir hava olacak. | Open Subtitles | حَسَناً. لأن زوجتَكَ إغتصبتْ... أنت سَيكونُ عِنْدَكَ جوّ متعاطف في قاعةِ المحكمة. |
| O anma günü de okul spor salonunda yapılmıştı. | Open Subtitles | تلكَ الذكرى كانت في قاعةِ المدرسة |