Acil bir durum olduğunu söylediler. Bu yüzden geldim. | Open Subtitles | قالوا أنّه كانت هناك طوارئ لذلك هاانا ذا |
Acil bir durum olduğunu söylediler. Ben de hemen geldim. | Open Subtitles | قالوا أنّه كانت هناك طوارئ لذلك هاانا ذا |
Bir dakika, dükkanında çalışanlar dün öğle yemeğinden sonra dışarıda olduğunu söylediler. | Open Subtitles | إنتظروا لحظة، الناس في متجره قالوا أنّه كان البارحة في الخارج منذ وقت الغداء. |
dediler ki, sivil tutuklama yapabilirmiş, ...uzak tutmak için mahkeme emri alabilirmiş. İşe yaramazdı. | Open Subtitles | قالوا أنّه بإمكانها التقدم بشكوى ومن ثم يصدر بحقه أمر إعتقال، كان أمر محزن |
Bu geminin ana hattı. Ama cep telefonu da çekebilir dediler. | Open Subtitles | هذا هو الرقم المباشر للسفينة لكنهم قالوا أنّه ستكون هناك إشارة للهواتف النقالة |
1995'de bir eğitim sırasında öldüğünü söylemişlerdi. | Open Subtitles | قالوا أنّه قتل أثناء التدريبات العسكريّة في عام 1995. |
Polise de anlattık... Ama pek anlaşılır olmadığını söylediler. | Open Subtitles | أخبرنا ذلك للشرطة ولكنهم قالوا أنّه غامض للغاية |
-Bunun standart bir işlem olduğunu söylediler. -Ama o kasetler bana ait. | Open Subtitles | قالوا أنّه إجراء احتياطى لكن تلك الأشرطة ملكى! |
- Bir kurye olduğunu söylediler. - Başka bir şey demediler. | Open Subtitles | قالوا أنّه كان ساعي لم يذكروا شيئا آخر |
Sana her ne olduğunu düşünüyorlarsa Sayid başka birine de olduğunu söylediler. | Open Subtitles | أيّاً يكن ما يظنّونه يحدث لك يا (سعيد) قالوا أنّه حدث لشخصٍ آخر أيضاً |
Bütün gece orada olduğunu söylediler. | Open Subtitles | قالوا أنّه كان هناك كلّ ليلة. |
Son aşamada olduğunu söylediler. | Open Subtitles | . لقد قالوا أنّه مميت |
Fidel'in süs köpeği olduğunu söylediler. | Open Subtitles | قالوا أنّه كلب مُدلّل لـ(فيدل). |
Orada değildi, şeyhim. Mtwapa'ya gitti dediler. | Open Subtitles | لمْ يكن في عيادته يا شيخ قالوا أنّه ذهب إلى "متوابا" |
CEO son iki yıldır neler yaptıklarını ve neye karar verdiklerini bütün şirkete sunmalarını isteyebilirdi dediler. | TED | قالوا أنّه كان بإمكان الرئيس التنفيذي أن يطلب منهم عرضاً أمام الشركة بأسرها عن المسيرة خلال العاميين الأخيرين وماذا قرروا أن يفعلوا . |
Bahtı karaymış dediler. | Open Subtitles | لقد قالوا أنّه منحوس |
İki dedektif olacağını söylemişlerdi ama. | Open Subtitles | لقد قالوا أنّه سيكون هُناك تحرّيين. |
Kundaklama olduğunu söylemişlerdi, değil mi? | Open Subtitles | قالوا أنّه حرق متعمد, صحيح؟ |
Almama izin vermiyorlar. 18 yaşında olduğunu ve hakkım olmadığını söylediler. | Open Subtitles | لم يسمحوا لي أن أخرجه قالوا أنّه سنّه 18 سنةً ولا حقّ لي بذلك |
Buraya gelmemizin sorun olmadığını söylediler. | Open Subtitles | لقد قالوا أنّه لا بأس لو عدنا إلى هُنا |