Evet katili yakaladım ama suçu üstüme yıkan kişi o değil. | Open Subtitles | نعم .. قبضت على القاتل وليس على الذين قامو بتوريطي بالأمر |
Pantolonu düşük bir hâlde tuğla fabrikasının orada dolanırken yakaladım. | Open Subtitles | قبضت عليه ووجدت هذا أسفل سرواله. في موقع تحت الأنشاء. |
Tebrikler. Bizi konuşurken yakaladın. | Open Subtitles | تهنئتي لك, لقد قبضت علينا ونحن نتحدث مع بعضنا |
Biraz zaman aldı fakat, bizi suç üstü yakaladın. | Open Subtitles | لقد استغرقك الأمر مدة ولكنك قبضت علينا متلبسين بالجريمة |
Seni adam yakaladı eğer sizin için iyi görünüyorsun düşündüm. | Open Subtitles | اعتقدت أنه سيكون جيد بالنسبة لك إذا قبضت على القاتل |
Kamyonu çalanları yakaladınız, değil mi? | Open Subtitles | لقد قلت بأنك قبضت على من سرقوا الشاحنة ، صحيح ؟ أجل |
yakaladım seni kızıl kafa! Hakikaten yakaladın! Burada olacağımı nerden bildiniz? | Open Subtitles | ــ قبضت عليك في الجرم المشهود ــ حتماً، كيف علمت أنني سآتي إلى هنا؟ |
Onları 134. karayolunda çalıntı bir araçta yakaladım. Bailey Gates ve kızı. | Open Subtitles | قبضت عليهما فى الطريق 134 بسيارة مسروقة، بيلى جيتس والفتاة. |
Yargıç imzaladı ve ben de o piçi yakaladım. | Open Subtitles | القاضى كان جديداً عندمـا قبضت على المجرم الذى كنت وراءه |
Dört tane adamımı öldüren pisliği yakaladın mı yoksa? | Open Subtitles | هل قبضت على هذا الوغد الذي قتل 4 من ضباطي ؟ |
Dört tane adamımı öldüren pisliği yakaladın mı yoksa? | Open Subtitles | هل قبضت على هذا الوغد الذي قتل 4 من ضباطي ؟ |
Bir 10 yıl daha yaşadı, ardından Makedon grubu kendisini yakaladı. | TED | لقد عاش لمدة عشر سنوات، ثمّ قبضت عليه مجموعة مقدونيّة. |
Sonra birdenbire, Marfa Petrovna ikisini birlikte yakaladı ve Dunya'nın önünde kıskançlık krizine girip rezalet çıkardı. | Open Subtitles | ثم, وبشكل مفاجئ, قبضت عليهما زوجتُه مارتا بيتروفنا معا ثم بيّنت غيرتَها أمام دونيا |
Yanlış adamı yakaladınız. Forster masum. Lütfen, canımı yakmayın. | Open Subtitles | لقد قبضت على الرجل الخاطئ فورستر بريء , لا تؤذيني أرجوك |
Her zaman piç kurusunun biriydi. Birkaç yıl önce onu tutukladım. | Open Subtitles | لطالما كان مثيراً للمتاعب قبضت عليه منذ سنتين |
Einstein'ınki 160'tı. 11 yaşındayken NASA'yı hackleyerek, odamın duvarına asmak istediğim planları aldığım için FBI tarafından tutuklandım. | Open Subtitles | 197. أمّا (آينشتاين) فمُعدّله كان 160. عندما كنتُ في الـ11 من عُمري، قبضت عليّ المباحث الفيدراليّة لإختراق وكالة (ناسا) |
Polis içinde bir sürü çalıntı malzeme bulunan bir karavanla birkaç siyahı yakalamış. | Open Subtitles | لقد قبضت الشرطة على مجموعة من السود في شاحنة مع أشياء مسروقة |
Dün maaşımı aldım. | Open Subtitles | قبضت راتبى من عملى فى وظيفة عمل لبعض الوقت بالأمس. |
Dün akşam televizyon seyrederken polisin onu uyuşturucu baskınında yakaladığını ve ülkedeki en çok aranan uyuşturucu satıcıları arasında yer aldığını öğrendim! | Open Subtitles | أمس في التليفزيون رأيته وقد قبضت عليه الشرطة في مُداهمة على المخدرات إتضح أنه أحد أكبر مُهربي المخدرات في البلاد |
Eğer polis seni yakalarsa, şüpheli olarak tutuklanırsan, ikimiz ya da defter hakkında hiçbir şey söyleme. | Open Subtitles | إن قبضت علينا الشرطة، وحتى لو كنا موضع اشتباه، فعلينا ألا نذكر أي شيء يتعلق بنا أو المفكرتين |
Benimle uğraşma pislik. Beni boş yere tutukladın! | Open Subtitles | لا تعبث معي ، أيّها الحقير قبضت عليّ بدون سبب |
Hey! Okul çevresinde satacaklarını ele geçirdim. | Open Subtitles | لقد قبضت عليك بتعمة بيع المخدرات في منطقة تعليمية |
Dr Botvin, son maaş çekinizi Moskova Üniversitesinden ne zaman aldınız? | Open Subtitles | ماهى اخر فترة قد قبضت فيها دكتور بوتفن اخر شيك بالمرتب الخاص بك من الجامعة |
"Eğer onu gerçekten yakalarsam ne yaparım?" | Open Subtitles | سحقاً ما الذي سأقوم به إن قبضت عليه حقاً |