Bir kamera kaydı ise, eve söylediğinden Bir saat önce geldiğini tespit etmiş. | Open Subtitles | صور كاميرا الأمن تظهر وصوله إلى المنزل قبل ساعة من وصوله إلى هناك. |
Bu sokaktaki telefondan beni Bir saat önce filan aradı. | Open Subtitles | اتصلت بي قبل ساعة من هاتف عمومي في هذا الشارع |
Kaba bir tahminle, bir saat öncesine kadar buradaki her şeyi siz yönetiyordunuz; | Open Subtitles | تخمين صعب .. قبل ساعة من الان كنت تدير الامور هنا |
Kaba bir tahminle, bir saat öncesine kadar buradaki her şeyi siz yönetiyordunuz; | Open Subtitles | قبل ساعة من الان كنت تدير الامور هنا 594 00: 31: |
Ben de öğle yemeği almaya geldim ama bir sonraki randevum zaten bir saat sonra. | Open Subtitles | لقد أتيت لشراء وجبة الغذاء لن يحين موعدي التّالي قبل ساعة من الآن |
Olamaz. Babamla konuşmak için yarım saat önce hapishanede olmalıydım. | Open Subtitles | أوه كلاّ، كان علي الذهاب إلى السجن لرؤية والدي ، قبل ساعة من الآن |
Ayrıca, ölümünden yaklaşık bir saat kadar önce seks yapmış. | Open Subtitles | وأيضا أنها مارست " الجنس " قبل ساعة من الوفاة. |
Herkesten bir saat erken gelip, bir saat geç gidiyor. | Open Subtitles | قبل ساعة من الجميع، ويبقى ساعة أكثر. |
Tanıktan, pusu kurulmadan Bir saat önce yaptığım telefon görüşmesinde haberim oldu. | Open Subtitles | لقد عرفت عن الشاهد من خلال إتصال هاتفي .قبل ساعة من الكمين |
Savaş başlamadan Bir saat önce Doktor Strickland kızını klinikten çıkarmış. | Open Subtitles | الدكتور ستريكلاند سحب ابنتك من العيادة قبل ساعة من بدء المعركة |
Mahkum Bir saat önce Ely'den nakledildi. | Open Subtitles | عربه السجين غادرت قبل ساعة من ألي ماذا تعني؟ |
Hayır, ama ekipler gün ağarmadan Bir saat önce, patikanın yakınında... beyaz bir minibüste, ortalama boyda beyaz birini gördüğünü... söyleyen bir keşe rastlamış. | Open Subtitles | لا, الذى قال انه رأى رجل شخص ابيض عجوز بسيارة قبل ساعة من موتهم |
Bianca bize açık arttırmadan bir saat öncesine kadar organizasyon yerini söylemeyecek. | Open Subtitles | (بيانكا) لن تُرسل لنا إحداثيات الموقع حتى قبل ساعة من المزاد |
Bir kamera kaydı buldum. Patlamadan bir saat öncesine ait. | Open Subtitles | هذا قبل ساعة من الانفجار |
Talan'daki bir başka deniz kuşu türünün yırtıcı hayvanlardan korunmak için etkili bir yolu var ama gün batımından bir saat öncesine kadar ortaya çıkmaz. | Open Subtitles | نوع آخر من طيور البحر في (تالان) لديه طريقة محددة فعالة في الدفاع عن نفسه ضد الضواري لكنهم لا يظهرون إلا قبل ساعة من غروب الشمس |
Telefon kayıtların, ortağın öldükten bir saat sonra Curtis Roby'yi aradığını gösteriyor. | Open Subtitles | سجل هاتفك يشير لأنك اتصلت بـ " كورتز روبي " قبل ساعة من وفاة " دريويت " |
Patlamadan bir saat sonra. | Open Subtitles | قبل ساعة من الانقاذ |
Olamaz. Babamla konuşmak için yarım saat önce hapishanede olmalıydım. | Open Subtitles | أوه كلاّ، كان علي الذهاب إلى السجن لرؤية والدي ، قبل ساعة من الآن |
Siz eve gelmeden yarım saat önce yanına çıktım ölmüştü. | Open Subtitles | اتجهتُ إلى غرفتها قبل ساعة من عودتكم إلى المنزل وكان قد مات. |
11:40'ta gönderilmiş yani vurulmadan bir saat kadar önce. | Open Subtitles | أرسلت عند 11.40 و ذلك قبل ساعة من إطلاق النار |
Polis bir saat kadar önce geldi, kimsenin yukarı çıkmaya izni yok. | Open Subtitles | لقد وصلت الشرطة قبل ساعة من الآن لم يسمح بأحد للذهاب إلى الأعلى |
Bir saat erken çıkmalıyım. Lütfen beni idare et. | Open Subtitles | -عليّ أن أغادر قبل ساعة من نهاية دوامي ، هل ستغطين عليّ ؟ |