Bir şey ya da birini vurmak Sadece ölmeden önce. | Open Subtitles | لقد قام بضرب شئ او شخص ما قبل وفاته بقليل. |
Dr. Atkins'le ölmeden önce birçok kere bunu tartıştık, ve Amerikalıların çok fazla basit karbonhidrat yediklerinde hem fikir olduk, | TED | ناقشت د. اتكنيز في مرات عديدة قبل وفاته, وإتفقنا أن الامريكيين يتناولون سكريات كثيرة جداً, |
Çamur daha ıslakken bir binici çizmesinin tabanıyla, topuğu arasına bulaşmıştı Bay Enderby'yi ölmeden önce ziyarete gelen birinin çizmesine. | Open Subtitles | قطعة الطين الطازجة هذه قد لصقت بين الكعب واسفل القدم فى حذاء بوت شخص ما شخص قام بزيارة السيد اندرباى قبل وفاته مباشرة |
Ben Dr. Willis'in hemen ölmeden önce tam olarak ne yapıyor olduğunu yeniden belirlemeğe çalışıyorum. | Open Subtitles | أحاول إعادة بناء بالضبط ما كان يفعله الطبيب قبل وفاته بالضبط |
ölmeden önceki hemoglobin ve hematokrit sayımlarını tam olarak söyleyemeyeceğim. | Open Subtitles | لا يمكنني إخباركما بعدد الهيموجلوبين أو الهيماتوكريب بالضبط قبل وفاته |
Bu gece sizlere çalacağımız şarkıyı ölmeden önce yazdı. | Open Subtitles | لقد كتب أغنية قبل وفاته بوقت قصير , و نحب أن نقوم بتأديتها هذه الليلة |
ölmeden önce kutsal bir ayin yaparak bu çocuğu kurtarabilirsiniz. | Open Subtitles | تستطيعين مساعدة ذلك الفتى.. بجعلة يتقبل آخرته قبل وفاته |
ölmeden önce yazılmış ve talimatına uygun şekilde bugün gönderilmiş. | Open Subtitles | كتب هذا قبل وفاته وأرسل اليوم حسب تعليماته. |
İlginç, Fuller, hemen ölmeden önce, vasiyetini değiştirmiş. | Open Subtitles | من الغريب أن دوجلاس عدل وصيته فقط قبل وفاته. |
ölmeden önce yazılmış ve talimatına uygun şekilde bugün gönderilmiş. | Open Subtitles | كتب هذا قبل وفاته وأرسل اليوم حسب تعليماته. |
Javed ölmeden önce kabinde ne konuştunuz? Hiçbir şey. | Open Subtitles | عن ماذا كنت تتحدث مع جافيد فى الكابينة قبل وفاته ؟ |
Şu çılgınca düşünce yaşlı bir adamın bana ölmeden önce söylediği kehaneti gerçekleştirebileceğini sandım. | Open Subtitles | كان لدي فكرة مجنونة أنه ربما هل يمكن تحقيق نبوءة ذات مرة قال لي رجل آخر عمره قبل وفاته. |
Vaselov, Konstantinov'u, ölmeden önce hastanede ziyaret etmiş. | Open Subtitles | فاسلوف زار كوستانتلوف في المستشفى قبل وفاته |
Çünkü ölmeden önce, eğer bu, dedikleri gibi bir şey ise, bana ulaşmak ve mutlu olduğunu bana haber vermek için bir yol bulacağına dair bana söz verdi. | Open Subtitles | لإنه قبل وفاته وعدني لو كان مثلما ما يقولون إنه سيجد طريقة للوصول لي وسيخبرني إنه سعيد |
Sanırım bu elimdeki koli, kocanızın ölmeden önce sipariş ettiği son şey. | Open Subtitles | أعتقد أن ماأحمله هنا كان آخر شئ طلبه زوجك قبل وفاته |
ölmeden önce, Dr. Swann bana son bir mesaj atmış. | Open Subtitles | قبل وفاته أرسل لي الدكتور سوان رسالة إلكترونية أخيرة |
Babamın ölmeden önce yaptığı son şey onu bana vermekti. | Open Subtitles | أنه آخر شئ اعطاني أبي قبل وفاته لذلك هي شئ خاص |
Adam, ölmeden önce oğluylaydı. | Open Subtitles | الرجل كان مع إبنه قبل وفاته مباشرة. إنّه مشتبه. |
Onu vasiyetname için değil, ölmeden önceki gece kulüpte Ruggles'ı çağırıp benimle konuşmadığı için, affetmeyeceğim. | Open Subtitles | أنا لن أغفر له لعدم كتابة وصية , لأستدعاء راغلز لعدم الكلام إلي في النادي الليلة قبل وفاته |
Öldürülen adamla ölümünden önce karşılaşmıştım. | Open Subtitles | لقد قابلت الرجل المقتول قبل وفاته |
Ama telefon kayıtlarına göre ölmeden hemen önce üç arama yapmış. | Open Subtitles | لكن سجلات هاتفه تظهر أنه أجرى ثلاث مكالمات قبل وفاته مباشرةً. |
Ölmeden evvel konuşma şansınız oldu mu? | Open Subtitles | أكانت لديك القدرة على التحدث معه قبل وفاته ؟ |
Ölümünden önceki 48 saat içinde eşinin asistanı 23 kez aramış. | Open Subtitles | ثم حصلت على هذه مساعدة الزوجة اتصلت به 23 مرة فى خلال 48 ساعة قبل وفاته |