Yani, Güçlerini almak için onu canlı tutmaya ihtiyaçları olmazdı. | Open Subtitles | أعني، إنه لن يحتاج لبقائها حية ليحصل على قدراتها |
Dışarıda, Güçlerini, zamanından önce kullandırtıyoruz. | Open Subtitles | ووحدها في العالم الخارجي ونحن نجعلها تستخدم قدراتها قبل الأوان |
Bu kızlardan biri, yeni Yüce olmak üzere kendini göstermeye başladı ve onun güçleri geliştikçe benim kanserim de büyüyor. | Open Subtitles | لتكون السامية الجديدة وبينما قدراتها تنمو، ينمو أيضاً السرطان. |
O kızın sahip olduğu Yetenekleri kanıtlayan bir çok veriye sahibiz. | Open Subtitles | نملك كلّ الانواع للمعلومات الذي يثبت قدراتها. |
yeteneklerini kullanırken biri onu görürse, neler olabileceğine dair bir fikri yok. | Open Subtitles | ليس لديها أدنى فكرة ماذا سيحدث إذا بدأ أحد بإستعمال قدراتها |
17 yaşındayken Prue henüz güçlerine sahip değildi. Bu sizi biraz daha güçsüz kılar. | Open Subtitles | إنِّ "برو" لم تكُن تملك قدراتها في سِن الـ17 مما يجعلكم أكثر ضعفاً |
Beş yıl önce bir larenjektomi sonucu konuşma yeteneğini kaybetmiş. | Open Subtitles | استئصالٌ للحنجرة منذُ خمسِ سنواتٍ أدّى لفقدان قدراتها على الكلام |
Ve Madam Curie, yeteneklerine rağmen oldukçe genç, tecrübesiz ve bir kadın olduğunu söylememe izin verin. | Open Subtitles | وسيدتي كوري، على الرغم من قدراتها المعترف بها هي إذا سمحتم لي أن أقول حتى الشباب عديمي الخبرة، وامرأة. |
Onun Güçlerini kontrol edenin dünyayı da kontrol edeceğini düşünüyorlar. | Open Subtitles | يَعتقدونَ الذي يسيطر على قدراتها سَيُسيطرُ على العالمِ |
Onun Güçlerini kontrol edenin dünyayı da kontrol edeceğini düşünüyorlar. | Open Subtitles | يعتقدون بأن من يسيطر على قدراتها سيسيطر على العالم |
Birinin Güçlerini ondan söküp alabilen bir şapka... | Open Subtitles | قبّعة تستطيع تجريد الكائنات السحريّة مِنْ قدراتها |
Şapka tüm tehlikeli güçleri topladıktan ve tamamen dolduktan sonra, artık durdurulamaz olacağım. | Open Subtitles | عندما تجمع القبّعة كلّ قدراتها المسروقة وتصبح مشحونة لآخرها... سأصبح رجلاً لا يُقهر |
Onun da güçleri olacak. Bizim güçlerimiz. | Open Subtitles | و ستكون لديها قدراتها أيضاً قدراتنا |
Eee, Sadece güçleri için olamaz. | Open Subtitles | لا يبدو هذا للحصول على قدراتها |
- Yetenekleri onu savunmasız hâle getirdiği gibi cazip hâle de getiriyor. | Open Subtitles | بمعنى؟ إن قدراتها تُضعِفها وتجعلها مرغوبة |
- Yetenekleri onu savunmasız hâle getirdiği gibi cazip hâle de getiriyor. | Open Subtitles | بمعنى؟ إن قدراتها تُضعِفها وتجعلها مرغوبة |
O da doğuştan gelen Yetenekleri ortaya çıkarmak ve onları en yüksek mertebeye çıkarmak. | Open Subtitles | وهو الكشف عن قدراتك الطبيعية وتنميتها لاعلى قدراتها |
Bence bir kadınla gün boyu birlikte çalışıyor olsaydım onu yatağa almadan da yeteneklerini ve zekâsını takdir edebilirdim. | Open Subtitles | أنا أعتقد أنه لو عملنا بجانب النساء طوال اليوم سأقدر قدراتها وتفكيرها بدون أن آخذها للفراش |
Sanırım o askeri androidle savaşırken fotovoltaik yeteneklerini yitirdi. | Open Subtitles | أظن انها استنزفت قدراتها الضوئية بمحاربة الروبوت العسكري |
Katie, ailenizin Güney Amerika'daki uçak kazasından sonra güçlerine kavuştuğunu söyledi. | Open Subtitles | قالت "كيتي" أن عائلتك تطورت قدراتها بعد تحطّمِ الطائرة في أمريكا الجنوبية |
Maya'ya yeteneğini ondan almak için yardım etmeyi deniyordum. | Open Subtitles | كنت احاول مساعدة (مايا) للتخلص من قدراتها |
Onun yeteneklerine kefilim. | Open Subtitles | أراهن بسُمعتي على قدراتها |
Güçlerinden kurtulması için bir çözüm arıyorlardı. | Open Subtitles | أرادا شيئاً ينتزع قدراتها إلى الأبد |
Fujifilm kozmetikten eczacılığa, tıbbi sistemlerden biyomateryale birçok alanda çeşitlenmek üzere kimya, malzeme bilimi ve optiklerdeki kabiliyetlerini kullandı. | TED | استخذمت فوجي فيلم قدراتها في مجال الكيمياء وعلم المواد والبصريات للتنويع في عدد من المجالات، بدءا من مستحضرات التجميل إلى الأدوية، إلى النظم الطبية والمواد الحيوية. |