Bende eski bir mazeret dilekçesi var. | Open Subtitles | لدي رسالة قديمة من أهلي لم استعملها أبدا |
eski bir hayvan türünün imha edilmemesi için eski zamana bir yolculuk yaptık. | Open Subtitles | لقد رجعنا بالزمن لننقذ نوعيات قديمة من الابادة. |
Bu sadece bir refleks. eski bir alışkanlık. | Open Subtitles | ان ذلك فعل غير إرادي فقط عادة قديمة من عاداتي |
Mindhorn'un eski bir bölümünde olduğunu sanıyor. | Open Subtitles | ويظنّ نفسه في حلقة قديمة من "مايندهورن". |
Elise, Paris'ten eski bir arkadaş. | Open Subtitles | إن إليس صديقة قديمة من باريس |
Sahip olduğu her şeyin bir kutu, savaştan kalma eski para olduğunu hiç ummazdım. | Open Subtitles | كل ما كان يملكه نقود يابانية قديمة من ايام الحرب |
eski bir eşya, muhtemelen diğer yabancı ırk tarafından yapılmış. | Open Subtitles | انها قطعة أثرية قديمة , من المحتمل انها صنعت بواسطة الجنس الفضائي الآخر |
eski bir parça Goa'uld teknolojisini inceliyoruz, onlar da bize dadılık yapıyorlar. | Open Subtitles | هيا فيلجر، نحن نتفحص قطعة قديمة من تقنية الجواؤلد إنهم يعتنون بنا كالأطفال |
Hayır, herkes altından yapıldığını sanıyor ama sadece eski bir ağaç parçası. | Open Subtitles | لا، أعني، كل شخص يعتقد بأنه ذهب لكنه فقط كتلة قديمة من الخشب |
Yaptığımız şey eski bir ağaç parçası almak... ve tüm dünyanın görmesi için onu olağanüstü bir altına dönüştürmek. | Open Subtitles | ما فعلناه هو أن أخذنا كتلة قديمة من الخشب وحولناه حتى يراه العالم أجمل وأروع ذهب |
Çünkü eski bir hematit tabakası ihtiva ediyor. | Open Subtitles | لأنها تحتوي على طبقات قديمة من حجر الهيماتيت |
Başka bir arkadaşımın eski bir üniversite arkadaşı. | Open Subtitles | إنها صديقة قديمة من أيام الجامعة لصديقـة أخرى |
Üzgünüm ama eski bir okul arkadaşımla bu akşam için sözüm var. | Open Subtitles | متأسفة فلدي موعد لقضاء الأمسية مع صديقة قديمة من المدرسة |
Bu çok eski bir koleksiyoncular grubunun işareti, anormalleri arayıp, onları kişisel ihtiyaçları için sömürüyorlarmış ve görünüşe göre mallarını son derece sert bir şeklide koruyorlar. | Open Subtitles | هذه علامة لجماعة قديمة من الجامعين الكابليز الذين أرادوا إستغلال الأشياء الغريبة لمصلحتهم الخاصة وعلى ما يبدو .. |
Daha ilginç sonuçlar için dijital kamera kullanmayı bırakıp eski bir tane almasını söyledi. | Open Subtitles | نصحتها ان تتخلص من كاميراتها الرقمة و تستخدم واحدة قديمة من أجل نتائج أفضل |
Gerekli zihinsel gücü bulmak için eski bir numara her zaman rakibimin annemle agresifçe seks yaptığını hayal ederim. | Open Subtitles | إليكَ حيلة قديمة من أجل تحفيزكَ على خوض منافسة مرهقة، لطالما تخيلتُ الخصم أمامي و هو يمارس الجنس بعدوانيّة مع والدتي. |
Ellerinde kinoyla çekilmiş eski bir görüntü bulunduğunu, ...bu sayede Scott'la Greer'ı tanıyabildiklerini belirtmişler. | Open Subtitles | حتى أنهم يملكون لقطات قديمة من الكينو وهذا ما جعلهم يتعرفوا على سكوت وجيير |
Concord'un eski çizimlerine bakarak birkaç gün geçirmeyi iple çekiyordu ama sonra Whitby jetinin aslında bu olduğunu öğrendi. | Open Subtitles | وكان يتطلع بشغف إلى الإنفاق بضعة أيام النظر في رسومات قديمة من كونكورد، ولكن بعد ذلك اكتشفت أن يتبي طائرة هو في الواقع هذا. |
Ben normalde mastürbasyon yapar ve House'un eski bölümlerini izlerim. | Open Subtitles | (في العادة أستمني و أقوم بمشاهدة حلقات قديمة من مسلسل (هاوس |
Russell, Detroit'ten eski bir arkadaş olabilir de olmayabilir de Don Corleone topluluğundan. | Open Subtitles | ربما لـ(راسل) أو ربما لا تكون لهُ علاقة قديمة من "ديترويت" -لعصابة (دون كورليوني... |
Kötülüğün seçilmiş temsilcileriyle ilgili... tarih öncesinden kalma eski kehanetler vardır. | Open Subtitles | هناك نبوءات قديمة من عصور ما قبل التاريخ تحكي شيئًا كهذا حول إختيار وزير للشر |