Bugün kendisi gelmiş olsaydı, muhtemelen isteğini yerine getirirdim. | Open Subtitles | واذ كان قد جاء اليوم الي هنا كنت سأوافق علي طلبة فورا. |
Ama görünüşe bakılırsa, katiliniz Vegas'a gelmiş. | Open Subtitles | لكن يبدو أن القاتل الذي تتبعه قد جاء إلي فيجاس |
Bakın kim gelmiş, tahta göğüslü harika. | Open Subtitles | حسنٌ, انظروا من قد جاء: إنها أعجوبة انعدام الصدر. |
Buraya en yüksek tavsiyelerle gelmişti. | Open Subtitles | هذا الرجل قد جاء الى هنا مصحوباً بأفضل توصية يمكن جلبها |
Colbert, Chicago'dan buraya bunun için gelmişti. | Open Subtitles | والقتيل كولبيرت قد جاء من شيكاغو لبناء المصنع |
Gelecekten geri geldiğini... ve 199 yılından başlayarak sonunda insanlığı... yeryüzünden silecek olan saf bir mikrop... aradığını söylüyordu. | Open Subtitles | وأدعى انه قد جاء من المستقبل وكان يبحث عن جرثومة صافية التى ستمسح البشرية من على وجه الأرض |
Gelecekten geri geldiğini... ve 1996 yılından başlayarak sonunda insanlığı... yeryüzünden silecek olan saf bir mikrop... aradığını söylüyordu. | Open Subtitles | كان بجانب نفسه وأدعى انه قد جاء من المستقبل وكان يبحث عن جرثومة صافية |
Biri gelip de bana nikah törenimde.. | Open Subtitles | إذا كان قد جاء شخص ما إليّ في يوم زفافي و.. |
Ama ben intikamımı almak için bekledim. Ve o gün geldi. | Open Subtitles | و لكنى انتظرت لأنتقم منها و قد جاء الوقت |
Onları temizlemek ve şaşırtmak için gelmiş olmalı. | Open Subtitles | لابد أنه قد جاء إلى هنا للتنظيف ففاجأهم. |
Buraya işi çözmeye gelmiş gibi görünüyorsun. | Open Subtitles | حسناً، يبدو أن كلانا قد جاء إلى هنا ليصفي حساباً. |
Tetikçinin dışarıdan gelmiş gibi göstermek zorundaydık. | Open Subtitles | كان علينا جعله يبدو أنّ مُطلق النار قد جاء من الخارج. |
Noel Baba gelmiş mi diye bakalım. | Open Subtitles | لنذهب إلى الأعلى ونرى إن كان سانتا قد جاء |
Sonra bir şey gelmiş ve toprağı karartmış. | Open Subtitles | وبعد ذلك شيئاً قد جاء عبر الأرض ودمرها |
Bizden önce bir arkeolog bu uzak yere son keşfini tercüme etmek ve çalışmak için gelmişti. | Open Subtitles | يبدو أن عالم آثار قد جاء إلى هذا المكان البعيد لترجمة و دراسة بحثه الأخير |
Bizden önce bir arkeolog bu uzak yere son keşfini tercüme etmek ve çalışmak için gelmişti. | Open Subtitles | يبدو أن عالم آثار قد جاء إلى هذا المكان البعيد لترجمة و دراسة بحثه الأخير |
Bu yaratığın ne olduğunu ve nereden geldiğini bilmek istiyorum. | Open Subtitles | أريد أن أعلم ما هذا المخلوق و من أين قد جاء ؟ |
Bu dişin Rusya'dan geldiğini ve Rusların bu dişe mamut dediğini biliyoruz. | Open Subtitles | نحن نعرف أن هذا السن قد جاء من روسيا وهذا السن سماه الروس الماموث |
Diğer dünyadaki sulardan bir şeyin gelip bebeğini alacağını düşünüyordu. | Open Subtitles | تعتقد ان شيء قد جاء طفلها من الماء من العالم الآخر |
O gün geldi, ...ve o birisi benim. | Open Subtitles | , حسناً , ذالك اليوم قد جاء و الشــخص , هو انــآ |