Washington bir karara vardı. Bu odada vereceğimiz kararı destekleyecekler. | Open Subtitles | واشنطون أخذوا قرارهم سيدعمون آياً ما سنقرره في هذه الغرفة |
Şüpheli teknolojileri geçit yoluyla getirme kararı,.. | Open Subtitles | قرارهم بجلب التقنيات المشبوهه , عبر البوابة |
Kabine'deki meslektaşlarınıza evliliği reddetme kararlarını yeniden düşünmelerini sorar mısınız diye merak ediyordum. | Open Subtitles | وتطلب من زملائك في الوزارة إن كان بإمكانهم إعادة تقييم قرارهم بمعارضة الزواج. |
ve delegelerine kendi kararlarını söylemeleri için, dört saatlik süre tanıdı. | Open Subtitles | وأعطى مهلة أربع ساعات للوفد الخاص بنا لإعلان قرارهم |
Belki bu fikrini değiştirebilir. | Open Subtitles | قد يؤثر ذلك على قرارهم. |
Kabine önceki kararını feshetti. | Open Subtitles | لقد رجع مجلس الوزراء عن قرارهم الأخير |
- Müşterilerinden biri bu mayın tarlasını almayı düşünüyorsa ikinci kötü kararları da bu olur. | Open Subtitles | إن كان أحد عملائك يفكر جديا بشراء حقل الألغام هذا، فهذا سيكون قرارهم السيء الثاني. |
Diğer gemideki adamlar, seçimlerini cinayet ve hırsızlıktan yana yaptılar. | Open Subtitles | هؤلاء على القارب الآخر اتخذوا قرارهم قرروا أن يقتلوا يسرقوا |
Sizin gibi olmak istemiştik ama hayatındaki en büyük kararı kısa kollu elbise giymek olan bir avuç koca adam görüyorum burada. | Open Subtitles | أتعرفون ما الغبي بخصوص هذا ؟ أردنا أن نكون مثلكم ما نراه هنا, مجموعة من الناضجين أكبر قرارهم هو بلا أكمام أو بلا أكمام |
Şimdi, jüri son kararı verirken bütün katılımcılarımızı sahneye alabilir miyim? | Open Subtitles | والآن بما أن الحكام إتخذوا قرارهم النهائي هلا إنضم كل المتبارين لي على المسرح؟ |
Deniz Kuvvetleri beni tıbben görevden aldı, ve ben de kararı temyiz ediyorum. | Open Subtitles | ،لهذا أطباء البحرية قاموا بتسريحي وقد قدمت شكوى ضد قرارهم |
Onların kararı değildi, bilirsiniz, aradılar, dediler ki, "istiyor musun?" Bilirsiniz, ben hazırdım. | Open Subtitles | {\an8} لم يكن قرارهم , تعلمون " لقد إتصلوا , قالوا , " مرحبا هل تريد ذلك ؟ {\an8} تعلمون , وأنا كنت مستعداً |
Bu onların kararı, kötü bir karar olsa bile. | Open Subtitles | صحيح؟ أنه قرارهم حتى لو كان قرار سيء |
Daha sonra bir gece otelde kalıp, kararlarını vermişler. | Open Subtitles | ثم احتجزوه في موتيل لمدة ليلة ثم سلموا قرارهم |
kararlarını almadan önce, kurula isteklerinizi bizzat ileteceğim. | Open Subtitles | سأنقل ملاحظاتك شخصيا الى مجلس الادارة قبل أن يتخذوا قرارهم |
Durup arkalarına yaslanmaları ise, kararlarını verdikleri anlamına geliyordu. | Open Subtitles | عندما يتوقفون ويرجعوا للخلف وقتها يكونوا قد أخذوا قرارهم |
Üç kişi kaldı ve kararlarını bugün vermek zorunda olduklarını biliyorum. | Open Subtitles | الإختيار نزل إلى ثلاثة أشخاص وأعلم أنهم سيتخذون قرارهم اليوم |
Onlar zaten kararlarını vermiş. Şimdi kendininkini vermen gerek. | Open Subtitles | لقد إتّخذوا قرارهم سلفاً، عليك أن تحسم قرارك. |
Stanford fikrini değiştirdi. | Open Subtitles | ستانفورد" بدلوا قرارهم" |
Şimdi, seçkin jürimizin kararını verebileceğini umuyorum. | Open Subtitles | الآن, أنا أؤمن أن جدولنا المبجل... قد إتخذوا قرارهم |
Yine de kararları ne olursa olsun bunu dikkate almak durumundayım. | Open Subtitles | أيما كان قرارهم فسأخذه بعين الاعتبار |
Biliyorum Teğmen. seçimlerini yaptılar. | Open Subtitles | ،أعرف هذا أيها الملازم لقد اتخذوا قرارهم |