"قربي" - Translation from Arabic to Turkish

    • yanımda
        
    • yanıma
        
    • yakınımda
        
    • yaklaştır
        
    • yanımdayken
        
    Pekala, bak, eğer burada birlikte yaşayacaksak benim yanımda bu tarz şeyler söyleyemezsin. Open Subtitles اسمع، إن كنّا سنعيش هنا معاً، لا يمكنكَ أن تقول أموراً كهذه قربي.
    Benim yanımda tahta oturmadan önce doğurgan olup olmadığını göreceğiz. Open Subtitles ‫وسنعلم أنك خصبة قبل ‫أن تجلسي على أي عرش قربي
    Seni yanımda görmek için neleri feda edebileceğimi hayal edemezsin. Open Subtitles لايمكنكِأن تتخلييا" ماريان" ماذا فعلت لكي تبقي قربي
    Demek istediğim, bir yerine dokundurmadı ya da bir şeyini yanıma getirmedi. Open Subtitles اعني، انه، لم يقم بإجباري على لمسه او وضع خاصته قربي
    Tatlım, eğer müzik hoşuna gidiyorsa yanıma gel ve sayfaları çevir. Open Subtitles عزيزي، إذا أعجبتك الموسيفى اجلس قربي و اقلب لي الصفحات
    lezzetli şeyler yaptığın için... yakınımda dur. Open Subtitles أهدأي ،طالما تمديني بهذه الحلوى مثل هذا الشكل سوف أتأكد من أن حياتك أمنة فقط أبقي قربي
    - İyice yaklaştır. Open Subtitles قربي بما فيه الكفاية.
    Benim yanımdayken, hayatım Duymuyor musun sesimi? Open Subtitles ولذا حين تكونين قربي حبيبتي ألا يمكنك أن تسمعينني؟
    Seni yanımda görmek için neleri feda edebileceğimi hayal edemezsin. Open Subtitles لايمكنكِأن تتخلييا" ماريان" ماذا فعلت لكي تبقي قربي
    Saldırıdan beri zaten çifteyi yanımda tutuyordum. Open Subtitles أبقي بندقيتي قربي منذ تعرضي للضرب
    Ağzından çıkanlara dikkat et, hemen yanımda oturuyor. Open Subtitles انتبهي مما تقولينه هو جالس قربي
    Onu yanımda istiyorum. Open Subtitles وعلي أن احظى به هنا قربي
    Ve yanımda olmanı istemiyorum. Open Subtitles ولا أريدك أن تكوني قربي
    Genç bir bayanken kederle Bay Adams acaba hiç yanımda olabilecek mi diye düşündüğüm zamanlar olmuştu. Open Subtitles كانت هناك أوقات سيئة عندما كنت شابة لم يكن السيد (أدامز) قربي
    Eğer buket yanıma gelirse, tekmeleyeceğim. Open Subtitles إذا أتت باقة الورد قربي فساركلها
    Sonra yanıma geliyorsun, tekrar tekrar flört ediyorsunuz üstüne öpüşüyorsunuz muhteşem melodilerimi dinliyorsunuz, mükemmel şarabımdan içiyorsunuz gidip harika halımın üstüne döküp gülüyorsunuz. Open Subtitles ومن ثمة تأتون قربي تتغازلون و تتغازلون تتغازلون و تتغازلون وتتبادلون القبل و تستمعون الى موسيقاي الرائعة و تشربون نبيذي اللذيذ
    Akiko, gel yanıma otur. Open Subtitles اكيكو، تعالي اجلسي قربي
    Gel yanıma otur. Open Subtitles تعالي، اجلسي قربي
    Bu yüzden böyle bir şeyin yakınımda bir yerlerde olmaması gerektiğini biliyorum. Open Subtitles لذا علمت أنّه يجب عدم بقائها قربي
    Bir daha asla yakınımda görmek istemiyorum. Open Subtitles لا اريد ان ارك قربي مجددا

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more