AsıI çürükler üst katta, Adalet Bakanlığı'nın bir ofisinde. | Open Subtitles | المحتالون الحقيقيون في الأعلى في مكتب قسم العدالة |
Buradan çıktığın an Adalet Bakanlığı'na gidip onlara her şeyi anlatırsın. | Open Subtitles | كلُ شيء تحتاجه لِتخرج من هنا وتتجِه إلى قسم العدالة |
Adalet Bakanlığı bu yoldan gitmek istiyorsa tamam. | Open Subtitles | إذا كان ذلك هو الطريق الذي يريد أخذه قسم العدالة |
Adalet Bakanlığı, davalarına bakmayı reddettiyse de bir grup insan hakları avukatı bu şubattaki davalardan ilkini kazandı ve müvekkillerine 14 milyon dolar kazandırdı. | TED | و على الرغم من أن قسم العدالة رفض أن ينظر في قضيتهم إلا أن فريقا من محامي الحقوق المدنية ربحوا أول دعوى مدنية من بين العشرات في فبراير الحالي، و جلبوا لموكليهم 14 مليون دولار. |
Adalet Bakanlığı, soruşturmada gösterdiğim işbirliği için cezamı 2 yıla indirmeyi önerdiği halde görevindeki son günlerini yaşayan Bush bunu reddetti. | Open Subtitles | و على الرغم من الحقائق التي يطلبها قسم العدالة عقوبتي ستخفض بسنتين للتعاون الكامل مع المحققين... |
Ben de tekrar, sizin Adalet Bakanlığı'na gönderecektim. | Open Subtitles | عادة يتم ارساله لي عن طريق قسم العدالة |
Muhtemelen, Adalet Bakanlığı'na. | Open Subtitles | من المحتمل ان تكون من قسم العدالة |
Adalet Bakanlığı'na gerçekleri gösterdim. | Open Subtitles | ركّزت قسم العدالة على الحقائق |
- Adalet Bakanlığı'nda bir avukat. | Open Subtitles | لا - إنه محام - في قسم العدالة. |
- Adalet Bakanlığı değiliz biz. | Open Subtitles | نحن لسنا فى قسم العدالة |
Adalet Bakanlığı ile görüştüm. | Open Subtitles | هذا كان قسم العدالة |
- Hayır, Adalet Bakanlığı'ndan. | Open Subtitles | - كلا خارج من قسم العدالة |
Adalet Bakanlığı, hedeflerden biri. | Open Subtitles | -مقر قسم العدالة هو الهدف. |
- Adalet Bakanlığı'ndan. - Harry Daugherty'nin ekibinden. | Open Subtitles | نحن مع قسم العدالة - (هاري داوتري) |