| Umarım üvey baban da mutlu olur derken ne demek istedi? | Open Subtitles | ما الذي قصدته بقولها أن زوج والدتك سيكون سعيدا بحضورك الحفل؟ |
| Karımın demek istediği şey bu ekonomide iş bulmanın ne kadar zor olduğu. | Open Subtitles | ما قصدته زوجتي هو مدى صعوبة الوضع بهذا الاقتصاد المتردي، ومحاولة إيجاد عمل |
| Gerçekten "hayır" dediğini duymadım. Ama öyle demek istediğine emindim. | Open Subtitles | لم أسمع الرفض فعلاً لكنّي كنتُ متأكّداً أنّه ما قصدته |
| kastettiğim, ikinizi de görmeyi beklemediğimdi. | Open Subtitles | حسنا، ما قصدته أن أقول لم أكن أتوقع أن أرى أي منكما |
| Evet ama, ben akşamları yemek yapmanı ve üniversite sınavlarını kastetmiştim. | Open Subtitles | ما قصدته هو تحضير الأطعمة المُجمدة و حلّ مسائل الرياضيات. |
| Gerçekten "hayır" dediğini duymadım. Ama öyle demek istediğine emindim. | Open Subtitles | لم أسمع الرفض فعلاً لكنّي كنتُ متأكّداً أنّه ما قصدته |
| Pardon, bu çok hafif kaçtı. Şöyle demek istedim, "Defolun." | Open Subtitles | اسف هذا بالغ الرقة ما قصدته في الحقيقة اللعنة عليكما |
| demek istediğim... Şuradaki ışıklar. Onların adı ne? | Open Subtitles | لا, ما قصدته كان تلك الأنوار هناك ماذا تدعى ؟ |
| Biliyorsun, batılılar öldü dediğimde... öyle demek istemedim... | Open Subtitles | عندما قلت إن أفلام ويسترن ماتت ما قصدته هو أنها لم تمت |
| Benim demek istediğim, kardeşin bana yardım etmeden, hiçbir yere gitmeyeceğim. | Open Subtitles | إن الذى قصدته هو, أه, أننى لن أذهب ألى أى مكان حتى يساعدنى اخوكى, اولا |
| Siz tamamen aynı görünüyorsunuz Bayan K. harika görünüyorsunuz demek istiyorum. | Open Subtitles | أنتي كما كنت دائما سيدة "كيناتا" تبدين رائعة هذا ما قصدته |
| Bebe de böyle söylüyor ona göre film kahramanı yada bir model olmalıymışım ben öyle bişey demek istemedim sizin ne demek istediğinizi anladım. | Open Subtitles | حتى بيبي تقول هذا في رأيها أنه كان يجب أن أصبح بطلاً أو عارض أزياء لم يكن هذا ما قصدته |
| Tamam, bırak makine baksın, sen değil demek istemiştim. | Open Subtitles | طيب، ما قصدته هو أنني أردت الجهاز للحصول عليه، وليس لك. |
| Sadece çift olmakla iş bitmiyor demek istemiştim. | Open Subtitles | كل ما قصدته أني لا أظن أن الثنائيات هي المستقبل |
| - Evet, evet o. demek istediğim Helen Hayes adında yaşayan birini tanımadığımdı. | Open Subtitles | ما قصدته هو أني لا أعرف أي شخص عادي اسمه هيلين هيز |
| demek istediğim bu değildi. Şapkacı olmak istediğinden emin misin? | Open Subtitles | هذا ليس ما قصدته هل أنت متأكدة انك تريدين أن تكوني صانعة قبعات |
| kastettiğim bu değil. | Open Subtitles | لم أقصد ذلك . ما قصدته طريقة بحثهم غير محتشمة |
| O gece sana güvenebildiğimi kastetmiştim sadece. | Open Subtitles | كل ما قصدته تلك الليلة هو أنه يُمكنني أن أثق بك |
| Hayır, Eşek, kast ettiğim bu değildi ve sandalyemde de kalk. | Open Subtitles | لا يا "حمار", ليس هذا ما قصدته و أنهض من مقعدى |
| - Daha çok, önemsediğin ve anlamlı bir ilişki kurmayı kastettim. | Open Subtitles | حسناً ، ما قصدته هو أن تنخرطي في علاقات ذات مغزى |
| Ben de onu dedim. -İmha ekibini beklemeliydik. | Open Subtitles | هذا ما قصدته كان يجب ان ننتظر فرقة المتفجرات |
| Onu kastetmemiştim. Yani dün gece yatağa gelmedin. | Open Subtitles | ليس هذا ما قصدته لم تأتِ إلى السرير ليلة أمس |
| - Seninle yatacağımı sanıyorsun. - Hiç de öyle bir şey demedim. | Open Subtitles | ـ تظن أنني سأذهب معك ـ ليس هذا ما قصدته إطلاقاً |
| - Hayır, onu kastetmedim. - Silahşor kardeşliğin. | Open Subtitles | كلاّ، ليس هذا ما قصدته أنتُ شقيق الفُرسان |
| İşte aşktan kastım bu. | Open Subtitles | هذا ما قصدته بالرومانسية |
| - Bana birkaç hafta daha ver. - Onu demiyorum. | Open Subtitles | امنحني بضعة أسابيع أخرى - ذلك ليس ما قصدته - |