Anıları kısa süreli bellekten uzun süreli belleğe taşıyan protein sentezi engellenebilir fakat bunun için beceri ve araç-gereç gerekir. | Open Subtitles | إن عملية تصنيع البروتينات التي تحول الذكريات من قصيرة الأمد إلى طويلة الأمد يمكن اعتراضها ولكن هذا يتطلب معدات ومهارات |
H.M.'nin hippokampı kaldırıldıktan sonra, kısa süreli hafıza oluşum yeteneği zarar gördü ancak tekrar yoluyla fiziksel görevleri öğrenebiliyordu. | TED | بعد إزالة حصينه، تأذت قدرة ه.م. على تكوين ذكريات قصيرة الأمد. لكنه استطاع تعلم المهام البدنية عبر التكرار. |
Duyusal veriler başlangıçta, kısa süreli hafıza olarak geçici bir şekilde nöronlara kopyalanır ve kaydedilir. | TED | المعطيات الحسّية تدوّن بدء وتسجّل مؤقتًا في العصبونات كذكريات قصيرة الأمد. |
Birazdan bu kısa vadeli versiyonlara daha çok değineceğiz ama sonraki gün dinlenmek zorunda olmadıkları için çok daha etkililer. | TED | سنتحدثُ أكثر عن هذه النسخ قصيرة الأمد خلال لحظات، لكنها أكثر كفاءة لأنها لا تضطرُ إلى الاسترخاء لليوم التالي. |
Şimdi daha iyi anlıyorum, şirketler çok kısa vadeli kazanç baskısı altında. | TED | لذا أفهم الآن بأن الشركات ترزح تحت ضغط مكتسبات قصيرة الأمد |
Bir program çalıştırdığınızda komutları gerçekleştirmek için işletim sisteminiz kısa ömürlü bellek içerisinde alan tahsis eder. | TED | عندما تشغل برنامجا. نظام تشغيل حاسبك يحجز منطقة ضمن الذاكرة قصيرة الأمد لتنفيذ تلك التعليمات. |
Program komutlarının hızlı ve aralıksız işlenmesi gerektiğinden kısa ömürlü bellekteki her yere herhangi bir sırada erişilebilir, dolayısıyla ismi (RAM) Rastgele Erişimli Bellek'tir. | TED | وذلك بسبب الحاجة إلى معالجة تعليمات البرنامج بسرعة استمرار. يمكن الوصول إلى جميع الأماكن في الذاكرة قصيرة الأمد بأي ترتيب. لهذا السبب تم تسميتها ذاكرة الوصول العشوائي. |
kısa dönem hafızası yeterli olarak çalıyor gibi görünse de... | Open Subtitles | على الرغم من أن الذاكرة قصيرة الأمد تبدو على ما يرام |
İzlemesi eğlenceli olur belki ama senin eğlencen kısa süreli olacağa benziyor. | Open Subtitles | ربما يكون مٌسلياً مشاهدة هذا لكن تسليتك ستكون قصيرة الأمد |
kısa süreli hafıza yok Dr. Sekara, anlaşıldı mı? | Open Subtitles | لتكن ذاكرتك قصيرة الأمد دكتور سكيرا.. هل تسمعني ؟ |
kısa süreli hafıza kaybından muzdaribim. | Open Subtitles | أنّي أعاني من فقدان الذاكّرة قصيرة الأمد. |
- Ne kadar kötü. - kısa süreli hafıza kaybı demek. | Open Subtitles | ـ كم هذا فظيع ـ فقدان الذاكّرة قصيرة الأمد |
- kısa süreli hafıza kaybı! | Open Subtitles | ـ فقدان الذاكّرة قصيرة الأمد ـ فقدان الذاكّرة قصيرة الأمد |
Anladın mı şimdi, kısa vadeli düşüncelerin kısa vadeli sonuçları olur. | Open Subtitles | رأيت، التفكير على المدى القصير يخلق نتائج قصيرة الأمد. |
İlgilenen insanların birçoğu eğilimlerin sonuçları hakkında düşünmelerini engelleyen kişisel ya da kısa vadeli çıkarların peşinde. | TED | لدى العديد من المشاركين من يملكون مصلحة خاصة أو مصالح قصيرة الأمد و تجعلهم يفكرون حول الآثار المترتبة على هذه الاتجاهات |
Gerçekten basit. Bu bir em'in hayatı. kısa vadeli görevleri yapmak için her gün bazı kısa vadeli kopyaları ayırır ve bitirir. | TED | هذه هي حياة إم، التي تنشطرُ إلى بعض النسخ قصيرة الأمد للقيام بمهمات قصيرة الأجل، وتنتهي بعد ذلك. |
Rajan'in bildirisinin konusu kısa vadeli kârlara dayanarak büyük nakit primler sağlayan ama sonraki kayıpları hiç cezalandırmayan teşviklerdi. | Open Subtitles | ركز تقرير راجان على : - النظام المحفز الذى ينتج عنه عمولات ضخمة Incentives Structures that generated huge cash bonuses مبنية على أرباح قصيرة الأمد |
Aynı zamanda iş dünyasına baktık ve aynı özelliklerin dayanıklı ve uzun ömürlü iş yerlerinin de niteliği olduğunu gördük ve bu özelliklerin olmadığı iş yerlerinin kısa ömürlü olduğunu fark ettik. | TED | وذهبنا أيضا لإلقاء نظرة على الأعمال التجارية، ووجدنا أن هذه الخصائص ذاتها تميز أيضا الأعمال التي كانت مرنة وطويلة الأجل، ولاحظنا غيابها عن تلك التي كانت قصيرة الأمد. |
kısa dönem sözleşme yaptıklarına eminim. | Open Subtitles | انني متأكد من انهم يوقعون على عقود قصيرة الأمد |