Ortalama 15 yıllık bir dönem boyunca, Afganistan'ın yanı sıra, Keşmir ve Myanmar'da da kısa dönemlerde savaştım. | TED | لمدة تقارب 15 سنة، قاتلت لفترات قصيرة في كشمير وبورما، إلى جانب أفغانستان. |
Konuşmamın sonunda okyanus asitlenmesiyle ilgili kısa bir konuşma yapacağım. | TED | لهذا فإنني سوف أختم مع مناقشة قصيرة في ضرر تحمض المحيطات. |
Cenaze servisleri sık sık kısa yapılıyordu . | Open Subtitles | خدمات دفن الموتى كَانتْ قصيرة في أغلب الأحيان. |
Yağışlı mevsimin sürdüğü birkaç haftalık kısa sürede yaklaşık bir buçuk milyon öküz başlı Afrika antilobu yavrusu doğar. | Open Subtitles | في غضون بضعة أسابيع قصيرة في موسم الأمطار ما يقارب نصف مليون من |
Albany'de kısa bir konaklama ve arkasından uzun süreli bir Beyaz Saray ikameti. | Open Subtitles | اقامة قصيرة في مقر الولاية وبعدها اقامة اطول في البيت الابيض |
Alzheimer uzundan önce kısa süreli hafızayı etkiler. | Open Subtitles | نتائج آلزهيمر تكون لمدو زمنية قصيرة في البدأ قبل تطوره الى مدة زمنية بعيدة |
"kısa bir deniz yolculuğuna çıkacaksın." Bak bu hoşuma gitti. | Open Subtitles | "سوف تأخذ رحلة قصيرة في البحر" ! لقد أستمتعت بهذا |
Aslında bunun kısa bir gezi olması gerekiyordu ama sanırım biraz daha uzun kalacağız. | Open Subtitles | كنتُ سأعطيك ِجولة قصيرة في التارديس ولكني أعتقد أنه يمكننا البقاء لفترة أطول |
Her dönem sonunda kısa bir oyun sahneliyorlar. | Open Subtitles | يقومون بعمل مسرحية قصيرة في نهاية كل فصل دراسي |
Ama çoğu erkek temel eğitimini alır, sonra da yedek olarak kısa süreli görev verirler. | Open Subtitles | لكن أكثر الرجال يكملون تدريبهم الأساسي ثمّ يخدمون مهمّة قصيرة في الإحتياطات. |
kısa menzilli tarayıcılara göre, dünya ile eş zamanlı küçük bir uzay istasyonuna bağlı. | Open Subtitles | وفقاً للماسحات الضوئي القصيرة المدى إنه يقود إلى محطة فضاء قصيرة في المدار المتزامن مع الأرض |
Ve bu çeşit fenomen yani işleri halletmek için gereken kısa süreler bana başka bir şeyi hatırlatıyor rahatsız edildiğinde işe yaramayan bir şey o da uyku. | TED | وهذا نوع من الظاهرة ككل وجود رشقات نارية قصيرة في وقت لإنجاز عمل يذكرني بشيء آخر لا تستطيع عمله عند المقاطعه إنه النــوم |
Ve kısa bir süre sonra, 19 Ocak'ta, özel geliştirme bölgelerine izin veren bir anayasal kanun hükmüne sahip olmak için anayasalarını değiştirmek adına kongrede oy kullandılar. | TED | وبعد ذلك الحين بفترة قصيرة, في التاسع عشر من يناير, صوتوا في البرلمان على تعديل دستورهم للحصول على بند دستوري يخول انشاء مناطق خاصة |
Bu fizik hatası, daha uzun dinozor kollarının evrimleşmesine, bu da onların daha hızlı koşmasını ve hatta havada kısa mesafeler sıçramasını sağlamış olabilir. | TED | حادث الفيزياء هذا قد يكون أدى إلى تطور أيادي أطول للديناصورات، والتي سوف تتيح لهم الركض أسرع وحتى القفز مسافات قصيرة في الهواء. |
Birlikte düşünmemize de yardımcı olur, böylece profesörün ortada uzunca desteksiz bir uçuş gerçekleştirmesini ayarlarken, her iki yönde daha kısa yolculuklar yapabilirler. | TED | كما أنها تساعدنا علي التفكير بشكل متناغم هم يستطيعوا أن يقوموا برحلات قصيرة في الإتجاهين بينما يعد البروفيسور لرحلة طويلة غير مدعومة مسترخيًا في الوسط. |
Bir ay sonra, kısa bir ziyaret için Kuzey Carolina'daki evime döndüm ve son akşam üst kata Deah'ın odasına çıktım, yeni evli bir adam olarak nasıl hissettiğini öğrenmek istedim. | TED | بعد شهر تقريبًا وفي أثناء عودتي لكارولينا الشمالية من أجل زيارة قصيرة في آخر ليلة صعدت لغرفة ضياء متحمسة لأعرف ما هو شعوره وهو رجل متزوج حديثًا |
Karikatürler esasında kısa hikayelerdir. | TED | الرسوم المتحركة هي قصص قصيرة في الأساس |
Philip ve ben Londra'ya giderken kısa bir süre New York'a uğrayacağız. | Open Subtitles | أنا و(فيل) سنتوقف في (نيويورك) لمدة قصيرة (في طريق عودتنا من (لندن |
Bir yerde kısa süre kalınca bir kızla fazla yakınlaşmak istemezsin. | Open Subtitles | أجل ، عندما تقضين ... فترة قصيرة في مكان ما لا ترغبين في التعلق بشدة مع فتاة معينة |
Drancy'de kısa bir süre kalan çocuklar, Berlin'den verilen izinle Doğu'ya gönderilmek üzere bir araya getirildi. | Open Subtitles | "بعد فترة قصيرة في "درانسيي "بترخيص مُنح من "برلين الأطفال جمعوا سوية لكى يبدأوا الرحلة إلى الشرق |