Bence sen çok iyisin ve Seninle vakit geçirmek hoşuma gidiyor. | Open Subtitles | حسناً .. أنا أعتقد أنكِ لطيفة وأنا أحب قضاء الوقت معك |
Axl, bu üniversitede Seninle vakit geçirmek için son şansım. | Open Subtitles | أكسل، هذه آخر فرصة لي في قضاء الوقت معك بالجامعة |
- Seninle vakit geçirmeyi seviyorum, özür dilerim. - Lanet olsun ki ben de Seninle vakit geçirmeyi seviyorum. | Open Subtitles | أحب قضاء الوقت معك أنا أسف أنا أحب قضاء الوقت اللعين معك |
Çok kötü, çünkü Seninle vakit geçirmeyi seviyordum. | Open Subtitles | هذا سيء، لأني أحب قضاء الوقت معك |
Seninle zaman geçirmek çok hoştu. | Open Subtitles | لقد كان من اللطيف قضاء الوقت معك |
Seninle zaman geçirmeyi gerçekten çok seviyorum. Wow. Birilerine bunun hakkında yazmam lazım. | Open Subtitles | أنا فقط احب قضاء الوقت معك ساقوم بالكتابة الى احدهم عن هذا الامر |
Konuşmak isterim. Seninle olmaktan hoşlandım. | Open Subtitles | أردت التحدث اليك أحب قضاء الوقت معك |
- Eskiden seninle takılmayı severdim. | Open Subtitles | إذاً جرّب التكبيل تعرف، كنت أحب قضاء الوقت معك |
Sizinle vakit geçirmek benim için her zaman zevktir Bayan Breeland. | Open Subtitles | حسنا لقد كان من دواعى سرورى قضاء الوقت معك كما هو الحال دائما سيده بريلاند |
Seninle zaman geçirebilme sebebim şu anki durumumsa neredeyse buna değer diyeceğim. | Open Subtitles | حسناً , إذا كان قضاء الوقت معك هو أمر ثانوي لحالتى الراهنة أنا أقول انها تستحق ذلك. |
Hala Seninle vakit geçirmek istiyorum. | Open Subtitles | أنا مازلت اريد قضاء الوقت معك أنه ليس شيئ كبير |
Mal gibi hissediyorum çünkü Seninle vakit geçirmek hoşuma gidiyordu ve seni erkek arkadaşım olarak düşündüm. | Open Subtitles | و أشعر بالغباء فحسب كل هذا لأنني أحببت قضاء الوقت معك و تمنيت أن تكون صديقي |
Bu odada Seninle vakit geçirmek isteyen insanlar var, değil mi millet? | Open Subtitles | في هذه الغرفة يُريدون قضاء الوقت معك, صحيح يا رفاق؟ |
- Yani, Seninle vakit geçirmeyi seviyorum. | Open Subtitles | هم. يعني أنا أحب قضاء الوقت معك. |
- Ama "Seninle vakit geçirmeyi seviyorum" diyebilirim. | Open Subtitles | ولكن، يا، ويمكنني أن أقول، "أنا أحب قضاء الوقت معك." |
- Ve ben de Seninle vakit geçirmeyi seviyorum. | Open Subtitles | هيه، يا. وأنا أحب قضاء الوقت معك. |
Seninle zaman geçirmek inanılmaz ama ben senin düşündüğün gibi biri değilim. | Open Subtitles | من المدهش قضاء الوقت معك , لكن هذا ليس... أنا لست من تظنين. |
Ama ben Seninle zaman geçirmek istiyorum. | Open Subtitles | لكنني أريد قضاء الوقت معك |
Seninle zaman geçirmeyi falan seviyorum ama bu daha ilerisine gidemez. | Open Subtitles | ...وأحب قضاء الوقت معك و كل شيء، لكن لا يمكنني السماح لما بيننا بالتطور أكثر |
Ben de-- benim için bir sürpriz-- Seninle zaman geçirmeyi seviyorum. | Open Subtitles | وI-- لبلدي surprise-- مثل قضاء الوقت معك. |
Konuşmak istiyordum. Seninle olmaktan hoşlandım. | Open Subtitles | أردت التحدث اليك أحب قضاء الوقت معك |
Seni seviyorum. Yani şey, seninle takılmayı. | Open Subtitles | حسنا, احبك اعني احب قضاء الوقت معك |
Seninle zaman geçirebilme sebebim şu anki durumumsa neredeyse buna değer diyeceğim. | Open Subtitles | حسناً , إذا كان قضاء الوقت معك هو أمر ثانوي لحالتى الراهنة أنا أقول انها تستحق ذلك. |
Burada seninle takılmak iyi geldi. | Open Subtitles | قضاء الوقت معك هُنا ، إنه شعور جيد |