"قضى معظم" - Translation from Arabic to Turkish

    • çoğunu
        
    Yaşlı papaz cemaatini sessizce kurarak mahallesinin basit yaşamını paylaşarak ve bir şekilde kendi nezaketini ve insancıllığını cemaatine aşılayarak hayatının çoğunu burada geçirdi. Open Subtitles الكاهن المسن قضى معظم حياته هنا بهدوء يبني ابرشيته يشارك الحياة البسيطة لجيرانه
    Babam sınır bekçisiydi, hayatının çoğunu insanların sınırı geçmelerini engellemeye çabalamakla geçirmişti. Open Subtitles أبي كان حارس حدود، قضى معظم حياته يحاول إيقاف الناس من عبور الحدود
    Zamanının çoğunu, bacaksız piyanosunun yanında, portakal kabukları ve yenmiş elmalarla birlikte, yerde yatarak geçirdi. Open Subtitles قضى معظم وقته راقداً على الأرض امام البيانو محاط بقشر البرتقال ونوي التفاح
    Yetişkin yıllarının çoğunu insanlar üzerinde tartışılabilir deneyler yapmakla geçiren bir adam. Open Subtitles رجل قضى معظم حياته كبالغ، في القيام بتجارب علمية مشكوك في صحتها على البشر.
    Sekiz saatin çoğunu ona bakan tatlı hemşireyle geçirdi. Open Subtitles قضى معظم الـ8 ساعات في التحدث للمسعفة الجميلة التي فخصته
    Bizim adamlarımız değiller. Zamanlarının ve paralarının çoğunu locada kadınlarla harcamışlar. Sonra da kulübün baş geyşası kızları başka masaya göndermiş. Open Subtitles قضى معظم أموالهم ، و وقتهم مع السيدات في كل لفة. أين يذهبون بعد ذلك ؟
    Baylor Tıp Koleji'nden David Eagleman kariyerinin çoğunu insanların zaman algısını çözmekle geçirdi. Open Subtitles دايفيد إيغرمان من جامعة بايدر بكلية الطب قضى معظم حياته المهنية في حل كيفية وعي الناس للزمن
    Deniz yılanları hayatının çoğunu karadan çok denizde geçiren insanları korkutamaz. Open Subtitles لكن ثعابين البحر لا يمكنها إخافة رجل قضى معظم حياته في البحر
    Bu Dev Tembel Hayvanlar, muhtemelen, zamanlarının çoğunu dört ayak üzerinde geçirdi. Open Subtitles هذا الكسلان العملاق في الغالب قضى معظم وقته في المشي على أربع أطراف
    Evet ama bilmediğin şey ise zamanının çoğunu senden bahsederek ya da senin başına gelenler için kendini suçlayarak geçirdi. Open Subtitles اجل , لكنك لم تكون تعلم انه قضى معظم ذلك الوقت بالتحدث عنك او حقيقة انه يلوم نفسه لكل شئ حدث لك
    Hayatının çoğunu bir şeyleri unutarak geçirmiş olsa da H.M. ve hafızayı anlamaya yönelik katkıları nesillerce unutulmayacak. TED رغم أنّ هـ. م. قضى معظم حياته في نسيان الأشياء، إلاّ أنّه هو ومساهماته من أجل فهم ذاكرتنا سوف يبقيان في ذاكرة الأجيال القادمة.
    Orwell aslında her türlü zorba yönetim biçimine karşıydı. Hayatının çoğunu hem sağdan hem de soldan olan antidemokratik güçlere karşı savaşmaya vermişti; TED كان أورويل معارضًا لجميع أشكال الاستبداد، حيث قضى معظم حياته يحارب القوى المناهضة للديمقراطية سواءً كانت تابعة لتيار اليسار أو اليمين.
    Geçen sene Florida'da gergedanın soyu tükenmiş atalarından birini buldular. "Zamanının çoğunu suda geçirmiş gibi görünüyor." TED في العام الماضي وجد في ولاية فلوريدا سلف حيوان وحيد القرن المنقرض و قيل" يبدو انه قضى معظم حياته في الماء"
    Bayan Walker kocasının boş zamanlarının çoğunu garajda geçirdiğini söyledi. Open Subtitles السيدة (والكر) قالت أن زوجها قضى معظم وقته في المرآب
    Hayatının çoğunu arazi geçirdi. Open Subtitles لقد قضى معظم حياته في هذا المجال
    Babam zamanının çoğunu yollarda harcadı. Open Subtitles أبّي قضى معظم وقته على الطريق.
    Zamanının çoğunu üçüncü temyiz başvurusuna hazırlanarak geçiriyordu. Open Subtitles قضى معظم وقته وهو يستعد لطعنته الثالثة
    Yetişkin hayatının çoğunu Brick Mansion'da geçirdi. Open Subtitles قضى معظم حياته المُراهقة في "بريك مانشينز".
    Çocukluğunun çoğunu yetimhanelerde geçirdi. Open Subtitles قضى معظم طفولته في دور الحضانة .
    Zamanının çoğunu banyoda, yerde geçirdi. Open Subtitles قضى معظم الليل على أرض الحمام

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more