Karısıyla birleştireceğime dair söz verdim. Onurlu bir adam olarak, sözümü tutacağım. | Open Subtitles | لقد قطعت وعداً أن أجمعه بزوجته، وبحق شرف الرجل، سوف أفي به |
Çok üzgünüm. Bir arkadaşıma söz verdim. Hayır demek zorundayım. | Open Subtitles | آسف ، لقد قطعت وعداً لصديق يجب أن أقول لا |
Keşke sana nerede olduğumu söyleyebilsem, ama bir söz verdim. | Open Subtitles | لست كذلك أتمنى لو استطعت إخبارك بمكاني ولكني قطعت وعداً |
Uzun zaman önce kendime her türlü tecrübeyi yaşayacağıma dair söz vermiştim, böylece başka insanlara anlatıp yazarım diyordum ama zor geliyor artık. | Open Subtitles | لقد قطعت وعداً منذ وقت طويل بأني سأخوض تجارباً جميعها , لكي أقوم بأخبار الناس |
Bir söz verdin genç büyücü. | Open Subtitles | لقد قطعت وعداً ايها الساحر الصغير |
25 yıl önce gömdüğümüz şeyin öyle kalacağına dair söz vermiştin. | Open Subtitles | لقد قطعت وعداً قبل 25 عاماً بأن ما أخفيناهُ سيبقى سراً |
Saygısızlık etmek istemem, efendim, ama bilmek hakkım. Adama ben söz verdim. | Open Subtitles | بكل إحترام سيدي، أريد توضيحاً قطعت وعداً على ذاك الرجل |
Hem bu adamın önünde bir daha asla soyunmayacağıma dair kendime söz verdim. | Open Subtitles | و قد قطعت وعداً على نفسى أننى لن أتعرى أبداً أمام هذا الرجل مرة أخرى |
Ve kendime söz verdim. Büyüdüğüm zaman asla babam gibi olmayacağım. | Open Subtitles | ولذا قطعت وعداً على نفسي أن لا أصبح مثل والدي حين أكبر |
Çünkü birisine uslu duracağıma dair söz verdim. | Open Subtitles | لأنني قطعت وعداً أن أكون في أفضل سلوك لي الليلة |
Ama Sasori'ye söz verdim. | Open Subtitles | ولكنّني قطعت وعداً لسيدة العقرب يجب أن اتحمّل ذلك |
Onun yanında olmaya söz verdim... sen de çok tatlısın. | Open Subtitles | لقد قطعت وعداً لأن أكون دائماً معها وأنت . . |
Kendime bir söz verdim ve kapitalizm yararı için bundan dönmeyeceğim. | Open Subtitles | قطعت وعداً على نفسي ولن أخرقه باسم الرأسمالية |
Generale bu askerleri evlerine götüreceğime söz verdim. | Open Subtitles | قطعت وعداً إلى لواء بأن أحرص على سلامة جنوده. |
Sonuç farketmez tutuklama yapılıncaya parasını vereceğime söz verdim. | Open Subtitles | لا يهُم إذا ذهب إلى المحكمة و أدلى بشاهدته أم لا قطعت وعداً بأن أُسلمه المال عند قيامنا بالإعتقال |
En iyisi de benim. Ona bir zarar gelmeyeceğine dair söz verdim. | Open Subtitles | أنا الأفضل بالنسبة إليها قطعت وعداً بألا أدع مكروهاً يصيبها |
Eğer iyileşirse, bunun karşılığını ödeyeceğime dair söz verdim kendime. | Open Subtitles | لقد قطعت وعداً بأنها لو أصبحت بخير سأحاول أن أرد الجميل |
Demem o ki, bir sene önce bugün bu masada kendime bir söz vermiştim. | Open Subtitles | المهم هو انه منذ سنة من اليوم قطعت وعداً على نفسي على نفس هذه الطاولة |
Bunu belki bilmiyorsun ama anneme ve kendime, evlenene kadar kimseyle beraber olmayacağıma dair söz vermiştim. | Open Subtitles | قد لا تعلمين ذلك, ولكنني قطعت وعداً لنفسي ولأمي أنني لن أقيم علاقة مع رجل حتى أتزوج |
Eğer bunu yapmış olsaydık bile kimse bilmeyecekti. Nick, söz verdin. | Open Subtitles | عدم مرعفه ما إذا كانت علاقتنا ستنجح (نيك)، لقد قطعت وعداً |
Bana söz vermiştin hapishane davasından uzak duracaktın. | Open Subtitles | لقد قطعت وعداً لي بأن تبقى بعيداً عن قضية السجون تلك. |
Ve onun annesi olmaya ve onu koruyup kollamaya söz verdiğim andan itibaren bu benim hayatım olmuştu. | Open Subtitles | وكانت تلك هي حياتي منذ أن قطعت وعداً ...بأن أكون والدتها أن أحمي حياتها |
Ona hastalıkta ve sağlıkta bakacağınız sözünü verdiniz. | Open Subtitles | قطعت وعداً بالاعتناء بها في عافيتها وفي مرضها |