"قلقان" - Translation from Arabic to Turkish

• endişe
• endişeleniyoruz
• endişeli
• endişeliyiz
• endişelendik
• endişeliler
• endişeden kafayı
• endişeleniyorlar

Tatlım, bu benim için endişe ettiğini göstermenin komik bir yolu mu?
حبى , هل هذه هى طريقتك فى قول أنك قلقان على ؟

Lauren'ın ebeveynleri onun diğer çocuklarla iletişim kuramamasından endişe ediyorlar.
والدا لورين قلقان حقاً من كيفية تعامل لورين مع بقية الأطفال

Tatlım, baban ve ben elimizden geldiğince sana ihtiyacın olan zamanı tanımaya çalıştık, ama artık endişeleniyoruz.
ياعزيزتي ، أبوك ِ وأنا حاولنا أن نعطيك مساحة بقدر ما إحتجت ِ ، لكننا قلقان

dedim. "Biz senin için çok endişeleniyoruz" dedi.
فأجابتني: "أنا و والدك حقا قلقان بشأنك."

O kadar da endişeli değildim ta ki son NTAC kontrolünü kaçırana kadar.
انا لم اكن قلقان الى ان لم يحضر ميعاده الاخير فى الامن الوطنى

Araya gireceğim ama bozulmanın oranı konusunda ikimiz de endişeliyiz.
فقط للتعجل , كلانا قلقان حول معدل التدهور

Biz sadece endişelendik, hepsi bu.
لقد كنّا قلقان, هذا كل ما في الأمر.

Mahalleyi sevdiler ama köprüdeki olay yüzünden biraz endişeliler.
وأحبا الحيّ ولكنها قلقان قليلاً على الأمور على الجسر

Bombalar patladığında endişeden kafayı yerken sana ulaşmaya çalıştığımızda?
تحاول معرفة متى ستنفجر القنابل ونحن قلقان عليك؟

Alt tarafı senin için endişeleniyorlar, hepsi bu.
إنهم قلقان عليك هذا ما في الأمر

İkinizin de hakkımda bu denli endişe etmeniz cidden beni duygulandırdı.
انه فعلا مؤثر كم انتما الاثنان قلقان علي

Hücreye atılma riskini göze aldığınıza göre sağlıklarından endişe ediyor olmalısınız.
لابد أنكما قلقان بعض الشيء على راحتهم لتخاطرا بأن تقتلا.

Annenle bu yüzden endişeleniyoruz.
لهذا السبب نحن قلقان عليك أنا و أمّك.

Annen ve ben senin için endişeleniyoruz.
والدتك وانا قلقان بشانك

Ailen endişeli hayaller gören...
إن أبواكِ قلقان. إن سلوككِ في تمثيلكِ, وتضليلكِ مع ميولكِ لاضطرابات الشخصية الهامشية. -اضطرابات الشخصية الهامشية.

Ailenin bu kadar endişeli olmasının sebebi ne sence?
لما تظنين أن والداك قلقان بشأنه ؟

Bay ve Bayan Hughes endişenizi anlıyorum, hepimiz endişeliyiz ama gelmemeliydiniz.
من فضلكم يا سيد ويا سيدة هيورز أعرف أنكما قلقان ونحن كلنا كذلك ولكن ما كان يجب عليكما المجيئ

Seni seviyoruz ama biraz endişeliyiz işte.
نحن نحبكِ لكننا قلقان قليلاً حيالك

Annen ve ben senin için çok endişelendik.
أنا و أمك قلقان عليك جداً

Biz senin için endişelendik.
إننا قلقان عليكِ.

- endişeliler. Birini öldürebileceğini düşünmüyorlar.
، حادثتُ والديه بالتبنّي، إنّهما قلقان ولا يظنّانه قادرًا على قتل أحدٍ.