Bundan asla bahsetmeyeceğiz demiştik. | Open Subtitles | حسنا، لقد قلنا أننا لن نتحدث عن هذا أبدا |
Doğru düzgün yaşayabilmek için yeteri kadar para toplamadan bırakmayacağız demiştik. Çocuk haklı. | Open Subtitles | دومًا ما قلنا أننا لن نتوقف حتى نحظ بما يكفي للاستقرار |
Hiçbir şeye dokunmayacağımızı söyledik. Hiçbir şey alma ve sadece yazıcıları aç! | Open Subtitles | قلنا أننا لن نلمس شيئاً ولا نأخذ شيئاً ، نشغل الطابعات وحسب |
Bir şeyleri sıfırdan inşa etmek istediğimizi söyledik, ...gurur duyacağımız bir şeyleri. | Open Subtitles | لقد قلنا أننا نريد أن نبني شيئًا من الصفر شيء نفخر به |
Patronu bitireceğiz dedik rezil olduk. | Open Subtitles | قلنا أننا سنقضي على الزعيم ثم حدثت فوضى كبيرة |
Bir sene boyunca ayrı kalacağımızı söylemiştik ve şimdi olanlara bak. | Open Subtitles | حسناً، لم العجلة؟ قلنا أننا سننفصل لسنة ثم نقرر ماذا نفعل |
Bu Media Lab'ta bir nevi yapacağımızı söylediğimiz şeydi, bilgisayarlar dünyası, yayıncılık ve benzerleri bir araya gelecekti. | TED | كان هذا المختبر الإعلامي — هذا ما قلنا أننا سنفعله، أن عالم الحواسيب والنشر وغيرها ستجتمع معاً. |
Arabamız olmadığını söylediğimizde ise fark etmez dedi. | Open Subtitles | وحين قلنا أننا لا نملك سيارة قال أن الأمر لا يهم |
O olaydan sonra bir daha bu duruma bir daha düşmeyeceğiz demiştik. | Open Subtitles | وبعد تلك القضية، قلنا أننا لن نتعرض لذلك مجدداً |
Bunu konuşmayacağız demiştik. | Open Subtitles | نحن قلنا أننا لن نتكلم فى هذا الموضوع |
Bunu konuşmayacağız demiştik. | Open Subtitles | نحن قلنا أننا لن نتكلم فى هذا الموضوع |
Edgar, bu yıl birbirimize hediye almayacağız demiştik. | Open Subtitles | "إيدجار" لقد قلنا أننا لن نتبادل الهدايا هذا العام |
Birkaçını kaçırdığımın farkındayım ama önemli anlarımızda hep birlikte olacağız demiştik. | Open Subtitles | أعرف أنني لم أحضر بعض الأحداث مؤخراً لكن... لقد قلنا أننا سنتواجد دائماً لأجل اللحظات الهامة |
Sadece olabileceğini düşündüğümü söyledik. | Open Subtitles | قلنا أننا سنفكر فى الأمر. كما أن ابنه هذا |
- Özür dilediğimizi söyledik ya. | Open Subtitles | مهلاً . مهلاً ، لقد قلنا أننا نعتذر أجل ، صحيح |
Bu gerçek bir ayrılma değil ki. Düşünmek için zaman istediğimizi söyledik. | Open Subtitles | إنه ليس انفصالا حقيقيا قلنا أننا سنأخذ وقتا للتفكير |
Kaç kere inanılmaz bir şey yapma fırsatı istediğimizi söyledik. | Open Subtitles | كم مرة قلنا أننا نرغب بفرصة لفعل شيء مذهل؟ |
Ödeştiğimizi söyledik biliyorum ama, hala yardımına ihtiyacım var. | Open Subtitles | أعلم أننا قلنا أننا متعادلين، ولكن أنا بحاجه لمساعدتكِ. |
Biz çıkmaya başladığımızda, dedik ki bilirsin, eğlenmek istedik. | Open Subtitles | , عندما بدأنا نتقابل , قلنا أننا نريد الاستمتاع بالوقت |
Bir sene boyunca ayrı kalacağımızı söylemiştik ve şimdi olanlara bak. | Open Subtitles | قلنا أننا سننفصل لسنة ثم نقرر ماذا نفعل |