5 saatlik yeni kariyerimde, nasıl yapıldığını bildiğim tek şeyi yaptım. | TED | خلال خمس ساعات في مسيرتي الجديدة، قمت بالشيء الوحيد الذي كنت أعرف طريقة إنجازه. |
Her yürekli Amerikalı'nın ve akademik anlamda az olgun kişilerin soruları olduğunda yaptığı şeyi yaptım. Bazı şeyleri Google'a yazdım. | TED | قمت بالشيء الذي يقوم به كل أمريكي وطالب أكاديمي عندما يكون عنده سؤال. |
Böylece kimsenin beklemediği tek şeyi yaptım: Yalan söyledim. | Open Subtitles | لذا قمت بالشيء الوحيد الذي لن يتوقعه أحد. |
Bunun için sana kızgın değilim. Doğru olanı yaptın. | Open Subtitles | لست غاضبة لأنك صنعت الجهاز قمت بالشيء الصحيح |
Doğru olanı yaptın. Bundan şüphe yok. | Open Subtitles | قمت بالشيء السليم. |
Ama sen asla geri dönüşü olmayan tek şeyi yaptın. | Open Subtitles | لكنك قمت بالشيء الوحيد الذي لا يمكن لأحد أن يتعافى منه |
Üniversiteden sonra New York'a taşındığımda ve depresyon beni vurduğunda o zamanlar aklıma gelen tek şeyi yaptım. | TED | ولذلك حين انتقلت إلى مدينة نيويورك بعد الجامعة وبعد أن شعرت وكأنني تلقيت لكمة على وجهي بسبب الإحباط قمت بالشيء الوحيد الذي استطعت التفكير فيه ذلك الوقت |
Doğru olanı yaptın. | Open Subtitles | قمت بالشيء الصائب. |
Sen doğru olanı yaptın. | Open Subtitles | لقد قمت بالشيء الصواب . |
Bence sen doğru şeyi yaptın. | Open Subtitles | لقد قمت بالشيء الحصحي |
Doğru şeyi yaptın. | Open Subtitles | لقد قمت بالشيء الصحيح |
John Henry Clayton'ı bu olaya karıştıracak tek şeyi yaptın. | Open Subtitles | لقد قمت بالشيء الوحيد الذي سيُقحم (جون هنري كلايتون) بهذا الأمر |